Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kuş sesini arıyordu, mavi bir nehir suyunu arıyordu, yeni bir gece yolcusunu arıyordu, eski yalnızca biz aramıyoruz birbirimizi
Sayfa 34 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Sabah erkenden uyandım ki gökyüzü yunmuş arınmış, lekesiz, silme, kadife bir mavide ipileşiyor... . . Onun arkasından da gökyüzü gene bomboş kaldı. Sanki bu gökyüzünde şimdiye kadar ne bir uçak uçmuş, ne de bir kuş kanadı parlamıştı. Sessiz, mavi, geniş, çok uzak bir gökyüzü. İnsan bu gök- yüzünü böyle kıyamete kadar kalacak sanırdı.
Sayfa 56 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ve mavi anları delice deniyordu kuş, ah sadece bir kuştu
Elbette!.. Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında. Ya hatırlamak!.. Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kâh unutup kâh hatırlayarak.
Sayfa 146 - Dergah
Ah bu nafile çabalar…
Yola devam ediyorduk. Üstümden geçen bulutların çocukluğumun bulutlarının benzeri olduğuna, uzaktaki kentin gökyüzünün üstümdeki mavi gökkubbeden değişik olmadığına, havanın, rüzgârın esintisinin, kuş seslerinin aynı olduğuna inandırmaya çalışıyordum kendimi, boş yere.
AŞK Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı, Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki
Reklam
…Hani gülse bile gözlerinin hüznü ebedi yerinde duran bazı felek vurgunu adamlar…
bizim sevmediğimiz kimse yoktur, belki gönlümüze biraz serin gelenler vardır.. Mustafa Kutlu / Mavi Kuş
Taşranın ahengi bir yeraltı nehri gibidir. Üstündekileri besler,büyütür ama gücünün sırrını açığa vurmaz. O sebeple zâhire değil, bâtına bakmak lazımdır. Bu da elbette özel bir terbiye ister. Ruh terbiyesi.
NİSAN BAŞI KIR KAHVESiNDE
"Sevgimin arkasına gizleniyorum, Sana bakıyorum usulca. Rüzgârın Yapraklarıyla oynadığı bir kitap Yüzün; denizi veriyor ilk satırda, Altını mavi tebeşirle çizdiğin. Küçük sihirbazım, mıknatısım benim! Dolanıyor çevremizde uyduların; Masamıza getiriyorsun güneşi, Toprağı ve suyu. “Olsun!” dedin, oldu Telgraf telleri, bir kuş, topal kedi. Bense havaya çıkar çıkmaz dağılan, Kazı çanakları gibiyim, gereksiz Ve suçlu, yeni bir günün yamacında. Sevgimin arkasına gizleniyorum; İçim dışım, kımıl kımıl hiyeroglif!."
Sayfa 416 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
“Ama insan sadece kaştan, gözden, gövdeden mi ibaret? Ayna dediğin, taşı toprağı, evi sokağı da gösteriyor. Mühim olan bu vücudun içini görebilmek. Kalbin aynasında ne var, ona ulaşabilmek.”
Sayfa 15 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
“Hiç kimse dışarıdan görüldüğü gibi değildir ve bir insan tanımak yıllar alır. ”
"Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşar bunca acı ortasında."
“Harâbat ehline hor bakma şâkir, defineye malik virâneler var.”
Sayfa 9 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.