Günümüzde sadece taşıma için kullanılan, samimiyetsizliğin bini bir para olduğu, gençlerin yaşlılara yer vermemek için uyuyor taklidi yaptığı, yaşlıların da kendilerine yer vermeyen bu gençlere fırça çekmek için fırsat kolladığı Egoları, Metrobüsleri, dolmuşları unutalım biraz. Mavi Kuş’un koltuklarına kurulalım, Anadolu’nun, taşranın samimiliğine
! Bu bir alıntı değil tecrübe paylaşımıdır. Uzun yazı okumayı sevmeyenler burada ayrılabilir.
- Şahsi umreye gitmek isteyenler yada tura parası yetmeyenler icin 10 günlük ilk umre tecrübemi aktarmak istedim.
بسم الله الرحمن الرحیم
Umreye gitmeyi Niyeti alıp besmeleyi çektikten sonra uygun bilet arayışına giriyoruz. Şuan için takip edersiniz
Selam Mustafa Kutlu “Yokuşa Akan Sular”.. Burnunum direği sızlaya sızlaya, hem ağladım, hem okudum. Çok da cümle eskitmeyeceğim üzerine. Tavsiye listeme aldım. Eserin zaman çizgisi, tam seksen öncesi. Sanayileşmenin hızlandığı, köyden kente göç eden insanların şaşkınlığı, garibanlığı. Bir evin içindeki eşyaların tasvirinde dahi gözüme toz kaçması Bu odalar marley diye övülürken, hissettiklerim. Yazarın kentli, köylü ayrımını dil ile de eğreti durmadan, sözünü esirgemeden akışa katışı,sevdim yani diyecek söz yok. Direkt direkt olmasa da ilk baskısını 1979’da yapan eserin, alt metinlerinde gümbür gümbür gelen siyasi karmaşa sinyalleriyle, bana tüm anımsattıklarıyla “iyi ki”lerimin arasına ekledim. Sevgim üzerinize olsun
Alıntı: “Anneninki basmaydı, senin perdelerin tül olacak. Sen bu tül perdelerin ardında solacaksın. Çilli akasyaların kirli grisinde kaybolduğu sokak parçasına dalarak. Dünyanın kapıları kapalı şimdilik. Ör kozanı. Bırak çekip gitsin arkasında “Kaderim” yazılı o mavi minibüs. Tozu dumana katsın hep kızların çalıştığı fabrikaların önünden geçerken. Sen oyalarına dön. Kartpostallara dalma. Yasak sana resimli-resimsiz romanlar. Senin hayatın muhtasar bir kıssa.”
Yokuşa Akan SularMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 19984,088 okunma
“Anneninki basmaydı, senin perdelerin tül olacak. Sen bu tül perdelerin ardında solacaksın. Çilli akasyaların kirli grisinde kaybolduğu sokak parçasına dalarak. Dünyanın kapıları kapalı şimdilik. Ör kozanı. Bırak çekip gitsin arkasında “Kaderim” yazılı o mavi minibüs. Tozu dumana katsın hep kızların çalıştığı fabrikaların önünden geçerken. Sen oyalarına dön. Kartpostallara dalma. Yasak sana resimli-resimsiz romanlar. Senin hayatın muhtasar bir kıssa.”
Odamın perdelerinden içeri girmeye çalışıyor ay. Başımı çevirince, sertçe kesilip fırlamış bir tırnak parçası gibi görüyorum onu. Hemen gözlerimi kapatıp yastığın altına saklanıyorum. Sabah olmak üzere, bir an önce ayakkabılarımı görmek istiyorum.
Üç ay oldu ayakkabılarımı giymeyeli. Dolabın üzerinde duruyor pembe ayakkabılarım. Bağcıklarını
Mustafa Kutlu okumayalı uzun zaman olmuş. Nihan Kaya imza gününde birisi ona Mustafa Kutlu'dan bahsetti hangi kitabından bilmiyorum artık o da ben Mavi Kuş'u biliyorum dedi. Ordan düştü aklıma yeniden. Birkaç gün sonra okulun kütüphanesine şöyle bir göz atayım dedim pek de ilgimi çekmeyen kitaplar arasında bir baktım Mavi Kuş, aldım hemen. Bir