Kitaplar Kalp Kırmazlar

Kitaplar Kalp Kırmazlar
@maviyildiz
Dünya Sahtekârlarla Doludur Azizim... İnsanlar Birbirini Kırar, İncitir... Bizim O Koca Koca Kitapları Devirmemiz, Hep İki Satır Samimiyet Bulmak İçindir...
Çiçeklerin hepsinin solduğunu görmüşler. Garip olan bir şey yokmuş sonuçta toprakta değildiler. Ama garip olan çok fazla çiçek olmasıymış. Garip bir biçimde çadırın boyutundan daha fazla çiçek varmış çadırda. Kimse bir anlam verememiş ama kurcalamamaya karar vermişler. Bir gece hava çok kötü bozmuş şimşekler yıldırımlar çakmaya başlamış. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmış. Tüm kabile ayaklanmış ne olduğunu anlamaya çalışmış. Sonra bir kuş sürüsünün bunlara doğru geldiğini görmüşler. Bir kartal sürüsünün. Herkes koşarak kaçışmaya çalışmış çünkü kartallar o kadar fazlaymış ki
Kitaplar Kalp Kırmazlar okurunun profil resmi
Devamını yazmadınız mı acaba. Yoksa ben mi gözümden kaçırdım
Reklam
Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafet yapmış, Kuşlar Çarşısı'nı geziyormuş. Avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar. Bir ara gözü kekliklere ilişiyor padişahın. Bir grup kekliğin üzerindeki kâğıtta, "Satış fiyatı: Tanesi 1 altın" yazıyor. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılıyor. "Hayırdır" diyor satıcıya. "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın,bu 300 altın?" Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor. Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar." diyor. "Satın alıyorum" diyor padişah, "Al sana 300 altın." Parayı veriyor; hemen oracıkta kekliğin kafasını kopartıyor. Adam şaşırıp, "Be adam! Ne yaptın? En maharetli kekliğin kafasını koparttın" diye dövünürken padişah gürlüyor: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bu gibilerin akıbeti er veya geç ölüm olacaktır."
Deli Hüseyin Paşa
4. Murat dönemidir... Kimine göre Bursa'nın Yenişehir'inden, kimine göre de Kastamonu'dan gelen Hüseyin adlı bir Türk delikanlısının şansı yaver gitmiş; Osmanlı Sarayı'nın "odun" işlerine bakmaya başlamıştır. Saray'daki ünvanı da "Zülüflü Baltacı"dır. Hüseyin, işini hakkıyla yapar. Okumuş değildir. Anadolu Türkünün fazla
Kitaplar Kalp Kırmazlar okurunun profil resmi
Çok teşekkürler aydınlattığınız için