“Daha da büyük başka bir güneşten bahsediyorum.Her birimizin yüreğinde doğan güneşten.Umutlarımızın güneşinden.Düşlerimiz uyansın diye göğsümüzde uyandırdığımız güneşten.”
Büyülenmiştim.
“Adam,sen de şairsin,değil mi?”
“Hayır sadece güneşimin önemli olduğunu senden önce fark ettim,hepsi bu.”
“Ya benimki?”
“Senin güneşin hüzünlü Zeze.Yağmur yerine gözyaşlarıyla kuşatılmış bir güneş.Sahip olduğu gücü,yeteneklerini henüz kavrayamamış bir güneş.Senin bütün anlarını henüz güzelleştirememiş bir güneş.Küçük,biraz mızmız bir güneş.”
“Yapmam gereken ne?”
“Pek az şey.İste yeter.Ruhunun pencerelerini aç,bırak nesnelerin ezgileri içeri dolsun.Sevgi dolu anların şiiri.”