Agota Kristof Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan adlı kitabı, kısaca tek kelimeyle şöyle özetleyebilirim: “Sert”
Evet bir bıçak gibi yüreği deşen, can acıtan, ve bu işlemi kitap boyunca mütemadiyen devam ettiren bir üçleme.
Bu kitabı okuduktan sonra kitabı göklere çıkarıp en çok okunanlar listesine kitabın adını yazdıran biz okurlar üzerine de
Kitap öyle çok yönlü yazılmış ki hangi pencereden konuya gireceğimi şaşırmış durumdayım. Dostoyevski'nin o güçlü kalemi, kişinin yüzündeki bir çizgi değişiminden yaptığı muazzam ruh tahlilleri okuru o kadar etkiliyor ki betimlemleri beni aşırı heyecanlandırdı diyebilirim. Kitapta geçmiş ve gelecek anlatılıyormuş gibi bir yanılgıya düşmemek
Kör olduğunuzu düşündünüz mü hiç? Hiçbir şey göremediğinizi, birdenbire? Etrafınızdaki her şeyin silindiğini? İşte o manzara gerçekten de siyah mıdır acaba? "Kör karanlık" diye ifade ederiz, "gecenin körü" deriz falan ya hani, peki ya körlüğün rengi gerçekten de siyah değilse? Gerçek körlüğün, beyaz bir gecede gelmediğini kim
Amerikan kültürünü barındıran pembe dizi izler gibi hissedeceğiniz bir roman. Ailesi tarafından fiziksel ve psikolojik istismara maruz kalan , duygusal boşluk yaşayan ve başına gelen kötü olaylara yeterince direnemeyen, mazoşist bir kız ve liseden okul arkadaşı arasında geçen garip ilişki. 14-15 yaşlarında okumuş olsaydım belki bir nebze tahammül edilebilir gelebilirdi ama okurken ruhen bunaldım. Gençlerdeki başıboşluk seviyesi çok yıpratıcıydı. Karakterlerimiz gelgitli , dikiş tutturamadıkları adını koyamadıkları ve gizlediklerini sandıkları ilişkilerini sonlara doğru rayına koymuş olsalar da kültür farkı olsa gerek çok da değer veremedim. Bu kadar ödül almasının sebebini merak etmekle beraber okuma takdirini sizlere bırakıyorum.
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196.2k okunma
Yirmili yaşlarında bir delikanlının ailesiyle yaşadığı Tokyo'daki hayattan kaçıp bir adama rastlamasıyla kendisine teklif edilen madencilik işini kabul etmesiyle başlıyor roman.
Bu karakter, madenci olmak için hassas ve ince fikirli bir yaradılışa sahip. Kendisine madenci olursa çok para kazanacağını söyleyen adama sırf ailesinden
Sapkın arzuları olan insanlar da sıklıkla görülen bir şeydir; fiziksel olarak mazoşist, duygusal ve zihinsel olarak bunun tam tersi olan insanlar vardır.
Bazen kendime neden işkence çektirdiğimi asla anlamıyorum. Mazoşist bir yapım yok ama bu seriyi elime her aldığımda hep bu hissiyattayım.
Lia kadar mazoşist olamayız elbet o yetenek şahsına münhasır!
Yani analık içgüdüm olmayabilir ama hani derler ya evlat olsa sevilmez diye Lia ve Adrian için aynısını söyleyebilirim.
Bu kitapta olayların
Kendimi sırf en sonunda güzele ulaşacağım temennisiyle sabır taşına dönen biri gibi ve artık bu durumdan inanılmaz derecede sıkılmış hissediyorum. Bu seri beni mazoşist olmadığıma inandırsın en sonunda, ne olur! Lütfen o kadar okuduğuma değsin 4., 5. ya da 6. kitap. Marcel Proust beni hayal kırıklığına uğratma.
Sosyeteyi, Guermantes'ı,
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese