Bu kitap tam “Sıkıldım artık hep aynı konuları okumaktan, değişik bir şeyler okumak istiyorum” diyenler için!
Evet aşk değil, evlilik aile değil, arkadaşlık değil, siyaset, din, bilimkurgu hiçbiri değil. Bu zamana kadar okuduğum en özgün, kendine has bir havası olan romanlardan “Koku”. Doğdunuzda anneniz tarafından öldürülmeye çalışılmış, doğar doğmaz hayatta bir başına kalmış, kendine has bir kokusu olmayan, bunun yanında hiçkimsede görülmemiş bir koku alma yeteneğine sahip biri olsaydınız nasıl bir yaşamınız olurdu? Hayata dört elle sarılır mıydınız, kendinize nasıl bir yol çizerdiniz, ya da böyle bir imkanınız olur muydu acaba? Jean-Baptiste Grenouille işte bu şartlarda doğan ve yaşayan birisi. Hem aile sevgisinden uzak, hiçbir yere ait olamamış, hem de fiziksel olarak da toplum tarafından dışlanmış. Diğer insanlar gibi değil çünkü, en basitinden insan kokusuna bile sahip değil.
Kitap kapağında da belirtildiği gibi “Bir Katilin Öyküsü”nü okuyoruz Koku’da. Grenouille kendine nasıl bir yol seçiyor, hangi sebepler onu katil olmaya yöneltiyor, hangi düşünce sistemiyle hareket ediyor? Tüm bunlara cevap buluyoruz kitapta. 18. yüzyıl, Fransa… Kokulara karşı son derece duyarlı, insan canını istediği koku karşısında bir hiç olarak gören Grenouille…
Okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. İlgi çekici, merak uyandıran, sürükleyici bir hikayesi var. Okumayı düşünenlere şimdiden iyi okumalar diliyorum.