Melek Kadriye Dilber

Melek Kadriye Dilber
@mdilber37
Haritaları unut, içgüdülerine uy
Üniversite
4 Şubat
48 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Biliyorum yine karşılaşacağız. Belki bir şehrin otogarında, aynı tren istasyonunda belki de kalabalık içinde seslerimiz tanıyacak birbirini sonra gözlerimiz çarpışacak iki yabancı gibi. Kalp unutur mu hiç ağrısını?
Reklam
Nefes alamadım, diyorum sana. Nefes alamadım. Omzumdaki ağırlığın dahasını hissettim göğsümde. Kaburgalarıma çiçekler ekeceğim yaşta, birer birer mezar taşlarını diktim. Ölmeyen bir cesedi tabuta sığdırdılar, gıkımı çıkarmadım. Kaybettim ışığımı, gülen gözlerim gülmez oldu. Kanadımı kırdılar benim, uçup coşan gönlüm uçmaz oldu. Gülüşüm, bakışım, susuşum, sözlerim, hepsi değişti… Naptılarr bana böyle! Ne hale getirmişler beni... Yorgunum ben dinlenemiyorum. Kırgınım, kırıklarımı toplayamıyorum. Hayallerim var, kuramıyorum. Yalnızım, kimsenin yanına gidemiyorum. En acısı da çekip gidiyorum, arkamda bıraktığım kırgınlıklarımı unutamıyorum"🖤
“İnsan aşık olunca gözü gerçekten kimseyi görmüyormuş. Sana çarpan kalbimin boşluğu öyle kocaman ki kimse dolduramıyor. Doldurmalarına dahi izin vermiyorum. Bu boşlukta senden bana kaldı. Senden bana kalan her şeyi nasıl koruduysam şimdiye kadar boşluğunada kimseyi koymamaya kararlıyım. Gelmiyceksin belki… Belki dememeliyim gelmeyeceğine adım gibi eminim. Olur ya bir ihtimal gelirsen şayet geldiğinde yerinde kimse olmasın… Kimse olmasın ki sende yerine geçebilesin. Sana ait olan yerin kalbime…”🤍

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Depresyonda olup olmadığımdan emin değilim. Yani, mutsuz değilim ama mutlu da değilim. Gün içinde espriler yapıp gülebiliyorum. Fakat bazı geceler yalnız kaldığımda, nasıl hissedildiğini unutuyorum. Zamanla aram pek iyi değildir. Bunun dışında kendimi şanslı sayarım yine de. Yalnız kalmakla ilgili bir sorunum yok. Sadece nefesini sevdiğim birinin yakınımda olması beni rahatlatır. Bencilce bir şey, biliyorum. Ama birbirimize ihtiyacımız olduğunu hissediyorum ve bunu değerli buluyorum. Zaman nefes almakla geçen günler değil, birinin aklında olmasıyla ilgili biraz... Hayatın kronometresini sen değil, senin yanında ki tutar. Biliyor musun artık hayal bile edemiyorum seni. Sesini duymalı, yüzün görmeyeli hayli bir vakit oldu. Delirdim galiba, sağa sola etrafıma her yere bakıyorum sanki sen çıkıcakmışsın umuduna kapılıyorum. Elimi tuttuğunda o utangaç yüz ifadeni getirmeye çalışıyorum aklıma. Seni ne zaman düşünsem kendime zarar mı veriyorum bilmiyorum. Ama bu hisse alıştım galiba. Acıtmıyor artık eskisi kadar. Vakit geldiğinde hayatım bir film şeridi gibi önümden geçerken ben yine seni düşleyeceğim, unuttuğum kokunu, aklımda çizemediğim gülüşlerini, bilinçaltımdan çıkan sesini. Yani seni düşleyeceğim. Biliyorum zor olucak, yorulacağım. Zaten bitkinim bu aralar yaprakları solmuş bir çiçek gibiyim koklasan ne fayda,  suya batırsan ne fayda, en iyisi koparıp atmak. Tıpkı senin yaptığın gibi...
Sözler, davranışlar üzerimden öyle kolay akıp gitmiyor, yapışıyor içimde bir yerlere. Sonucunda üzülme ihtimalimi gözardı edilerek yapılan şeyler ardından gelen özrü ciddiye alan biri değilim, sevgisini dilinden düşürmeyenlerin sevgisine sırtımı dayayan biri de... Sözlere güvenen biri değilim çünkü; ağzından bir kez olsun “seni seviyorum” sözü çıkmamış birine sırtımı yasladığım da oldu. Ağzından düşürmediği sevgisine rağmen, onun için ne kadar önemsiz olduğumu kanıtlayan da... Ben karşındakinin ne söylediğini değil nasıl davrandığını umursuyorum kısacası... Ve üzgünüm kötü davranıyorsunuz çoğunuz... Kendinize de başkalarına da. Ses tonunuzda bile koca bir hevesi kırabileceğinizin farkında değilsiniz. Ya da öfkeli bir anda söylediklerinizin nasıl bir enkaza sebep olacağının… Sizde kimseyi üzmeyin demeyeceğim boş laf çünkü. Üzeceksiniz ben de üzeceğim birilerini... Ama en azından niye üzüldüğünü unutturmayı da öğrenin. Aksi halde şu an varlığını çok da hissetmediğimiz vicdan, Mutlu anlarınızı için dört gözle bekler inanın bana…
Reklam
Reklam