Önden kısa bir serzeniş; kitabı okumadan puan veren herkesi kınıyorum. Okumadığınız kitapları puanlamayınız, kapağına yazara yayınevine puan vermeyiniz. Okuyunuz ve sonra beğeninizi puanlayınız!
Okuduuuum okudum! Bir çırpıda okumadım, sindire sindire okudum. Yarın yokmuşçasına bitirebilirdim fakat beklediğim bir yılı düşünüp kendimi
İncelemeye başlamadan önce başlıkta da belirttiğim gibi; konu seçimi yaparken Psikoloji kelimesi yoktu. Kitap da günümüzün nesli, koca bir nesilden bahsetmektedir. Bu yüzden okuyup paylaşmanızı istiyorum. Maksat konu seçimine Sosyoloji-Psikoloji alanı da eklensin. Neden eklenmediği hâlâ zihnimde bir muamma. Felsefe var da neden Sosyoloji ve
‘’Selim öldü. Selimlik de ölmüştür.’’
Ve her başlangıç, taze bir yaşamla ortaya çıkarken,
Bir ölümden doğdu bu roman.
Bu ölümle doğuşun sebebi, Atay’ın her daim üzerinde düşündüğü ve ölene dek de bundan vazgeçemediği (yarım kalan kitabı, bazılarımız için hala kabuk bağlamaz bir yaradır) bir kavramdı. Bu kavram, bizzat Atay’ın da ifade ettiği
°°°
Aklın zerafeti, ruhun ışığı, düşünce harikası, okuyanı bir üst levele atlatacak, şahane, mükemmel, adeta bütün renklerin karmaşasıyla oluşan sonsuzluğa göz kırpış, devasa bir yapıt...
Dönemin milli eğitim bakanının isteği üzerine yazılan bu kitap çok kısa bir süre okullarda ahlâk dersi adı altında okutulmuştur. Kitap ahlâkı anlatırken düşünce evreninin neredeyse her noktasına temas ediyor ve insanı her anlamda geliştiriyor. Bu kadar değerli bir eseri neden okutmaktan vazgeçersiniz ki anlamıyorum bir türlü... Okullarda okutulması gereken eserlere örnek olacak nitelikte bir kitap... Ama yok yok yok... Neden bizim özgün bir eğitim sistemimiz yok... Neden... Neden ruhsuz, berbat ve sefil bir eğitim görmeye mecburuz... Bir işe ruh kattığınız zaman Matematik,Fizik,Kimya,Türkçe... yeminle bütün derslerde uçuşa geçeriz... Türkiye'de Nurettin Topçu gibi daha niceleri var ve bunlar neden bir araya gelip bu sistemi değiştiremiyor... NEDEN?
Son olarak
Nurettin Topçu 'ya değinmek istiyorum. Ben kendisini ilk defa
Yarınki Türkiye eseriyle tanıdım ve hayran kaldım. Eserlerinin her cümlesi, her kelimesi insanı yükselten bir tarza ve tavra sahip. Kendisi en sevdiğim yazarlar arasında ve size de okumanızı saygılı bir şiddetle tavsiye ederim. kendinizi bu gelişimden mahrum bırakmayın ki muhtemelen en çok alıntı yaptığınız eserler Nurettin Topçu'nun eserleri olacak.
Buraya kadar okuduysanız TEŞEKKÜR EDERİM iyi okumalar...
•••
Sen de bir zamanlar çocuktun unutma!
Kendine ait fikirlerin, başkasına tuhaf gelebilecek düşüncelerin, uçuk kaçık hayallerin vardı.
Çocukken daha özgürdük; herkes gibi düşünmek, herkes gibi davranmak, herkesle aynı pencereden bakmak, herkesle aynı hayalleri kurmak zorunda değildik. Belki hala değiliz ama yine de artık sanki biraz daha mecburuz.
Yaşamak için çalışmaya mecburuz; bize verdikleri ücret o kadar düşük ki, yaşamamıza yetmiyor, ölüyoruz. Bütün gün onlar için uğraşıp didiniyoruz; onlar sandıklarını altınla dolduruyor, bizimse çocuklarımız vakitsiz solup gidiyor. Üzümü biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Mısırı biz ekiyoruz, ama soframız boş. Kimse görmese de zincirlerimiz var; bize özgür dense de köleyiz... Yoksulluk aç gözleriyle güneş girmeyen sokaklarımızda kol gezer, onu donuk yüzüyle Günah izler. Sabahları bizi Sefalet uyandırır, geceleri Utanç başımızı bekler.