Mecnun..Gerçekte öyle bi insan tanısam, görsem ‘Ne ukala adam!” derim kesin içimden . Derhal de uzaklaşır iletişime geçemem fazla keskin gelir çünkü. Ama burda Mecnun u o kadar iyi anladım, tanıdım ki hayran olmamak mümkün değil. Hiç unutmayacağım bi karakter oldu benim için. Handan da etkiliyor tabi ki, onun yolunda zaten o da, duyduğu hayranlığın tıpkısını duydum böyle bi insan yaşıyor olabilir mi gerçekten ? Peki bizim kaçırdıklarımız ne olacak, 35 yıldır başkalarının hissiyatını, iyiliğini önceleyip yaşayan ben nerde kimi bulayım da düzelteyim rotamı?
Güneş ÇavmasıEsra van der Wiel · Epsilon Yayınları · 2013386 okunma
Çöle düşmüştür Mecnun.
Baktığı her yüzü Leyla sanmaktadır.
Dilinde zikir, kalbinde fikir olmuştur Leyla'sı.
Eşi dostu üzülür ve Mecnun'u hacca götürmeye karar verir.
Az gidilir, uz gidilir, dere tepe düz gidilir. Yollar, çöller, nehirler aşılır ve Mekke'ye gelinir. Arkadaşları Mecnun'a der ki; "Ey şaşkın! Denilmiştir ki, Kâbe'yi ilk görenin ettiği ilk dua Allah katında makbul olur. Sen de 'Allah'ım Leyla'yı unuttur bana.' de ve kurtul artık Leyla'dan. Yoksa aşkından çıldıracak, delireceksin!." Mecnun "Tamam" der eşine dostuna. Ama Kâbe'yi görür görmez; "Allah'ım, Leyla'ya olan aşkımı artır." duasını eder.
Acımasızdır aşk...
Onu bırakıp giden sevgilisinin hasretiyle, Ramazan ayını yazı yazarak geçirmeye başlayan yazar, yazdığı her kelimesinde sevdiğine olan hasretini dile getirir. Geçmişini, sevgilisini bulmadan önce yaşamamış sayan yazar, sevgilisinin gidişiyle sudan çıkmış balığa döndüğünü, yaşama adeta yeniden başladığını söyler. O yüzdendir ki sevgilisi, en çok
Yine bir aşk hikayesiyle geliyorum.
Burada reisin uzun yıllar boyunca çocuğu olmamaktadır. Birkaç kadınla birliktekiği olmuştur, artık ümidini kesmek üzereyken bir hanımı hamile olduğunu söyledi.
Çocuğu doğduktan sonra bir türlü susumamaktadır dışardan gelen güzel bir kadın kucağına alır ve aniden susar kadın bırakınca tekrar ağlamaya devam eder.
Bismillahhirrahmanirrahim.
رَبِّ زِدْنٖي عِلْماً
öncelikle eserin mektubat eserinin 19. mektup bölümünden iktibas edilerek yazıldığını ve bu bölümünde kendi içerisinde fırkaralara ayrıldığına açıklık getirerek başlamak isterim.
eserin isminden de "Mu'cizat-ı Ahmediyye" anlaşılacağı üzere peygamber efendimizin(ص) mucizelerinden ve
Sana selam gönderiyorum turnalar ile
Sana sevdamı haykırıyorum güller bülbüller ile
Hasretimi dile getiriyorum ah û figân ile
Ozanlar anlatır sevdaları saz ile söz ile
Yar, Sen,güzeller içinde başın letafetin ile
Bütün mazim seninle hayalinle dolu
Bu yol Kays, Ferhat ve Kamber in yolu
Sevenlerin belli olmaz hiç sağı ve solu
Bizim diyarlar hep
Navê yara min Felek e,çavên bikil reşbelek e
Porê qemer bi xelek e, heza wê’l ber dil gelek e
Wê şepala dêmgewherê, rûniştiye’l ber pencerê
îro ji derba xencerê, lazim bi êşan î Mela
Kirye argeh li min sîne, ez Memo me ew jî Zîn e
Ew Leyla û Mecnun kî ne, bila were min bibîne
Weke rojên xwe yên berê, li wê digerî ‘l her derê
Teşbîhê zulfa
Düşümde seyretsem kuzey yıldızı
Gözlerim şad olsun gül biraz biraz
Yokluğun içimde Neşet'in sazı
Mızrabı göynüme vur biraz biraz
Kaç zaman geçecek bitsin bu hasret
Yusuf'u bekleyen Yakup'um farzet
Hacer ki zemzeme ulaşır elbet
Kanmaya az kaldı say biraz biraz
Kim demiş yaşanır aşksız sevdasız
Boşa mı kör oldu Mecnun Leyla'sız
Padişah kızını sevdim hesapsız
Akılsız başıma vur biraz biraz...
Olmadı, olmazmış evim gelini
Tencere kapağı bil der yerini
Olmuşum zurnanın en son deliği
Aleme rezilim çal biraz biraz...
// Yusef Masadow //