Bana denk gelen bir olay üzerine
Bazı insanlar herhangi bir cafeye gidip on liralık bir kahveye yüzlerce lira ödemeyi, lüks bir restaurantta yediği yemeğin resmini paylaşmayı medenileşme-modernleşme zannediyor. Medenileştiğini düşünürken sisteme köleleştiklerini belirtmek istedim. Üstelik bu yaşam şeklini devam ettirip neden mutlu olamadıklarını sorguluyorlar. Yanlış yerde yapılan sorgu doğru sonuç doğurmaz, göremiyorlar. Kölelikle birlikte gelen körlüğün farkında değiller. Uyanmaları için de bunu dayatan sistemin ne kadar iki yüzlü ve cani olduğunu görmeleri gerekir fakat gördükleri halde görmek istemiyorlar. İşte o zaman anlıyoruz ki köleliğin insanlığa müstahak olduğunu...
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
Reklam
Melikşah Sezen / Vuslat Dergisi Türkçülük İdeolojisi ve Mâturîdîlik: Bir İdeoloji İstikametinde Mâturîdîliğin Keşf ve İstismarı Ehl-i Sünnet dairesi içinde yer alan kelâm fırkalarının kurucu iki reisinden bir tanesi olan İmam Ebû Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâturîdî es-Semerkandî (ö. 333/944) ve ona nispetle anılagelen itikadî
"Civilization, Westernization, Globalization..."
- "İnsanoğlu bir düzen olmadan yaşayamaz! Bu yüzden bir düzen düzeltilemez bir noktaya gelince yıkılarak yerine yeni bir düzenin kurulması kaçınılmaz olur... Bu açıdan modernleşme de, birincisi, sünnet/hikmetin çözülmesi, ikincisi, bunu telafi girişimi şeklinde pasif ve aktif olarak iki boyutta düşünülebilir. Descartes ile başlatabileceğimiz pasif modernleşme, kısaca hikmetin kaybı anlamına gelen özne/nesne, zihin/beden, varlık/bilgi, bilgi/eylem ayrılması gibi temel kutuplaşmalarla temayüz eder. Bu süreçte hikmetin kaybı, pasif modernleşme, kaybedilen hikmetin yerine seküler bir hikmet olarak civilization’un (medeniyet) geçirilmesi ise aktif modernleşme olarak görülebilir. Türkçede civilization karşılığında kullanılan medeniyet kavramının İngilizce tam lâfzî karşılığı civilitiy’dir; lâfzen temeddün=medenileşme anlamına gelen civilization değil. Medeniyet’in İngilizce lâfzî karşılığı civilitiy yerine civilization olarak ifade edilmesinde, teolojik bir espri, sekülerleşmenin sırrı yatar. Kabaca modern çağın başlangıcı olarak alınan 1500’den itibaren civilization, westernization, globalization (medenileşme, batılılaşma, küreselleşme) gibi temel kavramların “-laşma, -leşme” gibi süreç kalıbıyla ifadesi, aslında modernleşme sürecinin ötesinde bir mistik aşma sürecini, bunun dönüşmesini, sekülerleşmesini anlatıyor..." (Kalem Dergisi- Bedri Gencer'le söyleşi)