Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
240 syf.
7/10 puan verdi
Yıl 2011 ve Instagram Türkiye’de henüz çok yeni. E bizler de bu mecrada çok yeniyiz. İçimizden geldiği gibi anlık fotoğraflar çekip paylaşıyoruz ve bu fotoğraflarda nesneler, objeler, doğa manzaraları hep ön plana çıkıyor. Twitter’ın görsel bir uzantısı gibiydi başlangıçta Instagram. Kuruluş felsefesi bunu barındırıyordu. Sonra gel zaman git zaman
Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi, Spoiler İçerir
Gösteri Peygamberi Kitap İncelemesi, Spoiler İçerir
Kitabı özetlemek değil, kitaptan çıkardıklarımı anlatmak istiyorum ama bazı noktalarda spoiler ve kitaptan bazı alıntılar veriyor olacağım. İlk defa bir kitabı derinlemesine inceleyecek bu bunu paylaşacak olduğum için nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum, uzun bir inceleme olacak
Hepimiz yaşadığımız şartların da getirisiyle medyanın nasıl yönlendiğini, tekelleştiğini, toplumsal etkilerini biliyor ve yaşıyoruz.
''Halk medya üzerinde bir egemenliğe sahip değildir; nelerin sunulacağına reklam arayışında olan patronlar ve yöneticiler karar verir, halk ise bunlar arasında seçim yapmak zorunda kalır.'' diyerek gerçekleri kanıtlarıyla, objektif bakış açısıyla ortaya koyuyor. Hükümetin sürekli medyaya saldıran, onu tehdit eden ve ‘düzelten’ ve resmi çizgiden muhtemel sapmaları önleyen büyük bir tepki üreticisi olduğu fikrinin nasıl pazarlandığının altını sürekli çizmektedir.
''Olgular yanlışlanamayacak kadar güçlü oldukları zaman, onları doğrudan hatıralar çukuruna atmak iyi bir stratejidir.''
Kitaptaki bu cümle bana unutmayacağız dediğimiz çoğu şeyi isteyerek ya da manipüle edilerek unuttuğumuzu hatırlattı.
Her okuyucunun çıkarım yapabileceği bir çok somut olayla kurduğu propaganda modelini destekler. (Benim en çok hakim olduğum konu Vietnam Savaşı olduğu için o bölüme uzunca yer verilmesi beni oldukça tatmin etti.)
Bu propaganda modeli medyayı gerçekten ‘toplumsal bir amaca’ hizmet eder şekilde tasarlar ve bu modelin, ülke halkı ve devlet üzerinde hakimiyet kuran imtiyazlı grupların ekonomik toplumsal ve siyasi gündemini aşılamak ve savunmak olduğunu ileri süren bir çalışma, başyapıt.
Athena ve Juniper üniversiteden beri arkadaş olan ve yazar olma hayalleri kuran iki kızdır.Athena oldukça başarılı ve ünlü bir yazara dönüşürken, Juniper ne kadar uğraşırsa uğraşsın, kitaplarının Athena’nınkiler kadar başarılı olmasını sağlayamamıştır.Bir gün yine Athena’nın bir başarısını beraber kutlarlarken Athena hayatını kaybeder ancak ölmeden önce üzerinde çalıştığı ve yeni bitirdiği kitabın taslağı, masasının üzerinde usulca duruyordur.
Juniper ise Athena’ya ve yazdığı kitaplarla ulaştığı başarılara olan kıskançlığını bastıramıyor ve o taslağı çantasına atıveriyor.Krizi fırsata çeviriyor anlayacağınız.O taslak kitap olur, ün kazanır, Juniper sonunda Athena’nın konumuna gelir ancak bu hızlı yükselişin düşüşleri de mutlaka olacaktır.Peki Juniper başına gelen her şeye rağmen suçunu kabullenip akıllanacak mı, tabi ki hayır.
Irkçılık, kitap yazmanın zorlukları, kitap çıkarmanın zorlukları, reklam, pazarlama, sosyal medya, kitap çıktıktan sonra okuyucu camiasının vereceği olumlu ve olumsuz her türlü tepki vb. noktalara güzel değinmiş yazar.Kitabı sevdim de diyemem sevmedim de.Karakterleri sevdim de diyemem sevmedim de.Sinirlerinizi bozacağının garantisini verebilirim sadece.Yazar favorilerimden ve ne yazsa okurum dediklerimden ama bu kitap cidden delirtti.
“Babasız çocuklar tanrıya sığınırdı ama o tanrı olmayı seçti.”
Ahmet Ümit’ten okuduğum ilk kitap oldu.
Polisiye romanlarını pek okumayı sevmediğim için açıkçası bugüne kadar yazarın eserlerine önyargıyla yaklaşıyordum. Son zamanlarda kitap ile ilgili çok fazla eleştiri okuyunca kendim okuyup görmek istedim. Bununla birlikte eserin polisiye bir
10/8
Insanlar, zamanlarını ve iletişim araçlarını sisteme hibe etmezlerse bütün bu şirketlerin hiçbir değeri kalmaz.
Toplumlar, insanları bir araya getiren ortak amaçlar olduğunda işlevseldir.
Sosyal ağlar toplumların birleşmesi için bir ortam sağlamak yerine, herkese farklılıklarını keşfetmeleri için bir ortam sunarak aslında tam tersi yönde
Tüketen değil tüketilen olmuşsuz...
Üzerinize giyeceğiniz kıyafeti alırken sizi almaya iten sebepler nedir, çeşitler arasında özellikle aradığınız markayı size kim önerdi, kendi bedeninizin bile aslında tüketilebilir olduğunu hiç düşündünüz mü.
Fransız düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard bu ve benzeri onlarca soruya bulunduğumuz yüzyıl içerisinde ki değişimlerin örneklerini göstererek gözler önüne seriyor.
Araştırma tarzı yazıları seven ve özellikle medya,reklam,iletişim bölümlerinde eğitim gören okuyucuların akademik anlamda mutlaka başucu kitabı olabilecek bir eser
Kitabın tamamı araştırmalarla desteklenerek
*İmaj
*Sanat
*Tüketim
*Ekran başlıkları altında meydana getirilmiş durumda.
Benim en dikkatimi çeken tüketim başlığı altında yazılanlar oldu. Tüketim konusunu bitirdiğimde fikrim "Tüketen değil tüketilen olmuşsuz"
Keyifli okumalar...
Çağımızın en büyük hastalığı, tüketim kültürünün kökenlerine dokunmuş bir kitap. İlkçağdan bugüne dek ilerleyen tüketim ve siyaset birlikteliğini çok güzel ele almış. Medya, politika ve reklam evreninin vazgeçilmez şeytan üçgeninde...
Yazarın doktora tez çalışması olan bu kitapta Türkiye’nin önde gelen soruşturmacı gazetecileri ile yapılmış mülakatlar yer alıyor. Bu mülakatlar, Türkiye’de demokrasi, medyanın yapısı ve işleyişi ve sansür konularına ışık tutarken, soruşturmacı gazeteciliğin tanımlamasını yapıyor. Soruşturmacı gazeteciliğin demokratik toplumlar için olmazsa olmaz bir gazetecilik faaliyeti olduğunu iddia eden ve bu alanın önde gelen gazetecilerinin fikirlerine başvuran çalışma, Türkiye’nin soruşturmacı gazetecilik açısından zor bir dönemden geçtiğini ortaya koyuyor. İfade özgürlüğü, dördüncü kuvvet medya, yandaş medya, kamu yararı, demokrasi, araştırmacı gazetecilik, soruşturmacı gazetecilik, reklam, patron, sansür, etik ve otosansür kavramlarına geniş bir perspektiften bakan kitap, Türkiye’de soruşturmacı gazeteciliğin durumunu analiz ediyor. Prof. Dr. Haluk Şahin’in önsözüyle yayınlanan bu kitap, Türkiye’de soruşturmacı gazeteciliğin dününü ve bugününü akademik bir çalışma yaparak ortaya koyması bakımından bir ilk olarak görülüyor.
