Karagümrüklü Deli Cemile... Son zamanlarda okuduğum kitaplar içerisinde en beğendiğim karakter oldu. Doğallığı, özgünlüğü, yapmacık olmayışı ile sevdirdi kendini.. Zaten Selim'de böyle olduğundan sevmedi mi onu..
Gelelim hikayemize.. Cemile, yaşadığı ortam olan Karagümrük'teki mahalleden kurtulmak ve Nişantaşı, Taksim gibi mühitlerdeki bir apartmanda zengin yaşamanın hayalini kuruyor. Tabi bunun hayalini kurarken Kayserili iş adamı Tahsin ile de tanışıyor ve arzuladığı hayata Tahsin ile ulaşacağını düşünerek onu kafalamaya çalışıyor. Başlarda bende Tahsin'i evli, genç kızlara düşkün klasik bir edebiyat karakteri olarak düşünmüştüm fakat Kayserili oluşunu hiç hesaba katmamışız :)) Meğer Tahsin Efendi'nin Cemile üzerinden ne planları varmış! Okudukça şaşırdım. Yalnız bildiğimiz Anadolu insanı gibi yufka yürekli, merhametli ve içinde sevgi olan bir insanmış, hakkını vermek lazım. Konuya dönecek olursak Cemile, Tahsin ile Taksim'de apartmanda yaşama hayali kurarken birden evlerine taşınan kiracının oğlu Selim'e adeta vurulur. Kitabın bundan sonrasına girip de heyecanını kaybettirmek istemem. Okuduğunuzda pişman olmayacağınız bir eser olacak. Peyami Safa bu eseri ile özünü, aslını, ruhunu ve doğallığını kaybetmeyen insanlara selam gönderiyor ve bende buradan hâlâ böyle kalabilen insanlara selam gönderiyorum. Bu kitapta kendinizi bulmak için vakit kaybetmeden okuyun kitapsever dostlar..