Ölüler aleminde gövdesiz bir ruh nasıl gerçek mutluluk sebebiyse, yaşayanlar arasında da en büyük mutluluğun ruhsuz bir gövde olacağını ne yazık ki kimse ölmeden anlamıyor
Aptal oldukları için başlarının üstünde gezinen yıldızlara bakıp düşünmüyorlardı, aptal oldukları için öğrenecekleri şeyin önce neye yarayacağını soruyorlardı, aptal oldukları için ayrıntılara değil özetlere meraklıydılar, aptal oldukları için birbirlerine benziyorlardı.
"Ya Doktor, bir insan bir başkasını cezalandırmak için hakikaten kendini öldürebilir mi ? Olabilir mi böyle bir şey ya, he?"
+ " E zaten intiharların çoğu başka birini cezalandırmak için yapılmıyor mu, Savcı Bey ?"
Sokakları, duvarları, ağaçları, yaprakları bir köşeden aydınlatan bir fener sönünce gölgeler ve mutlu hatıralar kayboldu ve geriye yalnızca dünyanın manasızlığını hissettiren bir ölüm korkusu ve yalnızlık kaldı.
İnsanlar korkulu bir rüyadaki gibi, gördükleri dehşet verici şeyi adlandırırlarsa durumun sanki daha da kötüleşeceğini hissettikleri için ya susuyor ya da kendilerine durumu hafifleten yalanlar söylüyorlardı