BURUKLU HALİL KÂHA'NIN AĞIDI
Yaşa Halilim yaşa Yağlık bağladım gara gaşa Asıyorlar Halilimi Haber edin Gızılgaş'a Gavur köyü bucak bucak Güller biçtim gucak gucak Asıyorlar Halilimi
EHL-İ HÂL GÖNENLİ MEHMED EFENDİ...
Gönenli Hoca, sarıklı cübbeli fakat aynı zamanda papyon kravatlı, eldivenli ve bastonluydu. Çok temiz, titiz giyinirdi. Yere gelince tozlanmasın diye sarığının ön kısmı, fesin az üzerinden sarılmıştı. 1931'de elini öpüp tanışmıştık. Fakat 20 sene sonra hacca geldiğinde, Medine-i Münevvere'de görüştüğümüzde, tabiî olarak tanıyamadı. "Ben seni tanıyamadım. Nerden tanıyorsun beni?" dedi. "Hocam talebenizim. Beraber mukabele okumuştuk" yerini ve tarihini söyleyince , gülümsedi: "Kardeşim o yılların üzerinden karlar kışlar geçti; dedi; o günkü Hâfız Mehmed başkaydı, bugünkü Hâfız Mehmed başka!" Gerçekten de eski sakalsız, şık Gönen'linin günde iki kere ütüleniyormuş gibi görünen pantolonu, pırıl pırıl parlayan potinleri, kravatı, eldiveni gitmiş; yerine mütevazı, sakallı, ehl-i hâl Gönenli Mehmet Efendi Gelmişti...
Sayfa 55 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Babam Hacıveyiszâde İbrahim Efendi-, Ehl-i Hâl Gönenli Mehmet Efendi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
1966: Yazılar-Kitaplar-Olaylar: Atsız, Nejdet Sançar ve Türkçüler CKMP'yi destekliyorlardı ama Ötüken'in Kasım 1965 sayısından itibaren CKMP ve Türkeş hakkında bir suskunluk vardı. CKMP hakkındaki son haber, seçimlerden hemen sonraki 20 Ekim 1965 tarihli nüshada çıktı. Diğer partilerin farklı kesimlerden oy aldığı, "Türkeş'in
İmparatorluğun Avrupa kapitalizminin siyasi-iktisadi man­tığına dahil olmasını kurumsallaştırma yolunda atılan ilk adım, 1838'de lngiltere'yle yapılan ticaret antlaşmasıydı. Ör­neğin, 1842'de Çin'le yapılan Nanking antlaşmasının tersine, bu antlaşma öncesinde doğrudan bir zorlama olmamıştı. Ama Osmanlı idaresi, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın tehdi­ dine karşı Avrupa'nın desteğini sağlama kaygısı içindeydi. Mehmet Ali ordusuyla birlikte İstanbul'un çok yakınına gel­miş ve ancak İngiliz desteği sayesindedir ki Osmanlı bürok­rasisi bu işten kazasız belasız sıyrılabilmişti. 1838 antlaşması kısmen bile olsa bu müdahale için ödenen diyetti; antlaşma­nın, devletin verdiği bütün tekelleri yasaklayan hükmü, Mısır valisine devletçi reformlarını yürütme imkanı veren eski dü­zenin bir ilkesini ortadan kaldırıyordu. Ayrıca, İngiliz tüccar­lar değer üzerinden alınan yüzde 12'lik tek vergi dışında hiçbir vergi ödemeden mal satın alıp ihraç edebileceklerdi. Aynı şekilde bütün ithalattan yüzde 3 oranında bir resim alı­nacaktı.
Reklam
Atsız'a Milletvekilliği Teklif Ediliyor: Halkın belki de yarısının gönül verdiği Menderes ve arkadaşları idam edilmişti ama memlekette yaprak kımıldamamıştı. Türkiye seçim sath-ı mâiline girmişti. O günlerde Atsız'a da milletvekilliği teklif edildi. Erk Yurtsever anlatıyor: "2 Eylül 1961, Cumartesi günü saat 11 suları... Telefondaki
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
"1944-1945 Irkçılık-Turancılık Davası" adlı tefrika da Orkun'un üçüncü sayısında yayımlanmaya başlamıştır. Tefrika, dava hakkında bire bir tanıklığa dayanan ilk teferruatlı çalışmadır. Derginin 7. sayısının (17 Kasım 1950) son sayfasında tefrikanın “kısım kısım ayrı arkadaşlar” tarafından yazılacağı, girişin Atsız tarafından
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.