Evet, insan bir kültürün içinde doğar, büyür ama her insan kendi olur, kendi yolculuğuna çıkar.
Çok beğenirim "vazgeçebilmek özgürlüktür" sözünü...
Sayfa 37Kitabı okudu
Bizim de bu vesileyle söylemek istediğimiz şey, sorumluluklarınızın bilincinde olun, ancak asla saplantılı bir şekilde sorumluluklarınıza saplanıp kalmayın. Kendinizi dinlendirmesini ve eğlendirmesini de bilin! Alan - dışı ve gündem-- dışı okumalarınız ya da uğraşlarınız olsun! Kendinize zaman ayırın. Kendinizi önemseyin. Hatta, kendinizi zaman zaman ödüllendirin! Yani, kendinize zaman zaman jest yapın! Ancak bütün bunlardan sonra, dinlenmiş olarak yeniden gündeminize ve sorumluluklarınıza dönün. Göreceksiniz ki, her şey çok daha kolay hallolacak!
Bir evlilikte, eşlerin farklı düşünmeleri halinde, bunu açıkça ifade edip tartışabiliyorlarsa ve bu fikir jimnastiğini kavgayla değil dostane bitirebiliyorlarsa bu evlilik uzun zaman devam eder.
Bilinmezlik ve bilirsizlik üzerine konuşmak çok zor. Her şey söylenebilir ama hiçbir anlam da taşımayabilir. Bu durum tarihin bize gazabı mıdır, yoksa bizim tarihe, bilgiye, kayıtlara ilgisizliğimizin cezası mıdır? Düşünmek lazım.
Yönetici, patron eğer kendini düşünür ve bencilleşirse uzun vadede kaybeder, çalışana yatırım yapan her zaman kazanır, bir fabrikada çalışan huzurluysa patron da huzurlu olur, orada kalite de giderek artar.
Eros'un Istırabı'ndan Fuzuli'nin Istırabına
Chul Han'ın eserlerinde vurguladığı da tüketim kültürünün pasif bir parçası olan kişinin, etkin bir özne olamayışı ve kapitalist sistemin önüne sürdüğü zokayı yutarak nesneleşmesidir.
Sayfa 77Kitabı okudu
Dekalog
Sonuçlarını önceden ölçüp biçip tarttığımız, plan program yapıp planımıza sadık kalarak icraata geçtiğimiz her konuda istediğimiz sonucu alabildik mi? Hayır, alamadık ve alamayacağız. (...) Çünkü rasyonel aklın izah edemeyeceği şeyler vardır hayatta. Hikmeti açıklayamaz örneğin rasyonalite. Nasibi de açıklayamaz, kaderi de.
Sayfa 18Kitabı okudu
“ Eylemsiz söylemin insan kalbine dokunması mümkün değildir. “
Sayfa 47Kitabı okudu