Milli benlik duygusunun yaşaması için yetişen her neslin kültür yolu ile milli tarihin içinden geçmesini zaruri görüyorum
Sayfa 159Kitabı okudu
Milliyetçilik asla bir "narsisizm", ayna karşısına gecerek kendisine hayran olmak değildir. O, bir "benlik şuuru", "kendisine güvenme duygusu", "yeni şeyler yaratma iştiyaki ve iradesi"dir. Bu şuur, duygu, iştiyak ve iradeyi bize, milletimizin tarih boyunca yarattığı eserler verir. Süleymaniye'yi yaratan bir milletin çocukları, bugün Türk şehirlerini çirkinleştiren beton yığınlarına tahammül etmemeli, aynı teknik ve malzeme ile çağın en güzel mimari eserlerini vücuda getirebilmelidir.
Reklam
Bu devirde asırlarca işlenerek mükemmel hale gelen eserler, yeni devre uymadığı için terk edilir. Yeni ve yabancı, acemi bir şekilde taklit olunur. Eski ve yeniyi birleştirmeye çalışanlar her ikisini de yozlaştırırlar. Fakat eski güzel olsa da, devrini tamamlamış, çağa uymak bir zaruret haline gelmişse, böyle denemeler yapmaktan başka bir yol var mıdır? Mükemmeliyete nesillerin sabırlı denemeleriyle ulaşılır.
Mevlana'yı coşturan insan sesi değil, neydi. Neyi de insan üflüyordu ama, ney insandan çok daha farklı şeyler söylüyordu.
Öğrencilere ilkokuldan itibaren Türk sanat eserleri öğretilmiş olsaydı, onlar bunun zevkine varırlar, hayatta da onları ararlar, bulurlar, korurlar ve yaratırlardı.
Herkesin içinde kaplan kesilen güçlü kadın ve kimsenin görmediği kuytu köşelerde o masum kedi kadın. Tek kişi, iki farklı ruh.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.