18. Yüzyıl Fransız Sosyetesi'nin ilginç merakları
Bu esnada Ramazan-ı şerif geldi, oruç tuttuk ve giceleri, cemaatle teravih namazı kıldırdık. Bu esnada Merşal gelüp âyan ve ekâbirinden sêlam getürup ''Rica ve niyaz ideriz ki, hanımlarımız gelüp iftar eyledüğünüzü ve yemek yidüğünüzü seyretmek isterler. Eğer ki izniniz olursa cümlemizi sevindirirsiniz ve belki kralımız dahi hazzeder'' dedi. Çaresiz kalup: ''Elimizden ne gelür, hoş geldiler, safa geldiler'' dedik, gitti. Anı gördüm ki akşama yarım saat kaldıkda bir iki yüz avrat, altın ve ziynet içinde ve elmaslara batmış halde gelüp karşu be karşu sandalyelere oturdular. Gûya konağımız kadınlar evine dönüp doldu, taştı.
Sayfa 82 - Her gece iftar ve teravih bu kadınlar tarafından merakla izlenilmiştir.Kitabı okudu
TANRI DEMEK GÜNAH ÖYLE Mİ? O ZAMAN OKU BUNU... (Ben Farsça'yı biliyormuşum!) Namaz, Arapça değil, Farsça... Oruç, Arapça değil, Farsça... Abdest, Arapça değil, Farsça... Peygamber, Arapça değil, Farsça... Müslüman, Arapça değil, Farsça...
Reklam
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
İnsanlara; "Dinin nedir? Namaz kılıyor musun? Oruç tutuyor musun?" gibi Allah'ın soracağı soruları sormayın! İnsanlara; "Aç mısınız? Bir şeye ihtiyacınız var mıdır? Bir sorunun var mı?" gibi kulun kula soracağı sorular sorun. ✍️| Fatih Sultan Mehmet
“..kendisine Son Saat’in ne zaman gerçekleşeceğini soran Akra b.Habis isimli sahabiye Hz. Peygamber; “Sen onun için ne hazırladın?” buyurarak cevap vermiştir. Akra b. Habis; “Onun için fazla bir şey hazırlamadım. Namaz, oruç, sadaka vermek gibi ibadetlerin dışında onun için bir hazırlığım yoktur. Ancak ben, Allah’ı ve Resul’ünü çok severim”dedi. Bunun üzerine Hz.Peygamber ; “O halde sen sevdiklerinle beraber olacaksın.” Cevabını verdi. (Buhari,Edeb,96)
Efendimiz (asm) hariç bütün peygamberler dinlerini bir seferde almışlardır, Efendimiz ise yirmi üç senede almıştır. Çünkü O'na (asm) indirilen din, o saatten kıyamet vaktine kadar insanlığın tamamımın her alanını kapsayacaktı ve bu yüzden de insanlarin yaşayışında temellendirilmedik hiçbir yer bırakılmaması lazımdır. Peki Islam dininin altında hangi meseleler yirmi üç yılda tamamlanmıştır? Faiz, Veda Hutbesinde yani 23 yılın sonunda yasaklandı. Zekât ve oruç on beşinci yılda, tesettür on altıncı yılda farz kılındı. Peki bunlar için neden böyle aşamalar beklenildi? Sebebi belli. Bir insan "iman, İnanç, ahiret, Allah beni ne için yarattı, benim bir kul olarak ne yapmam lazım, ahlakımın hangi dengede olması lazım" gibi noktalardan yaşantısını temellendiremezse az önce saydığımız hiçbir şeyde de başarılı olamaz. Bu yüzden bu az önce saydığımız meseleler emir olarak gelene kadar ki süreç içerisinde Efendimiz (asm) iman ahlakını, tevhid ahlakını onlarda sürekli temellendirdi.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
509 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Dikkat spoiler içerir. Fatih Sultan Mehmet Midilli'yi fethettiği zaman, orada koruma için bir kısım askeri bırakır. Bunlardan Yakup Ağa'nın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adında oğulları olur. İshak ve Hızır çömlekçilik yaparken İlyas hafız olur ama Oruç denizci olmak ister. Bir arkadaşının yanına bu sevdadan vazgeçmesi için verir ama iyi bir denizci olur. Yine de kale muhafızı yapar onu. Babası kuşatmada öldükten sonra Hızır ile beraber denizcilik yapmaya başlar. En başta ticaret yaparken sonra korsanlık yapar ama esir düşer. Yıllar sonra kurtulur ve Şehzade Korkut sayesinde gemisi ile işlere devam eder. Bu sırada Selim Han başa geçer ve Korkut'a yakınlığı yüzünden Kansu Gavri'nin yanına gider. Burada onun 16 gemisini düşmana kaptırır. Kendi gemisi ile düşmana çok zarar verir ve önce Tunus'a gider. Paragöz Tunus sultanının hainliği yüzünden oradan vazgeçer ve savaşarak aldığı Cezayir'e Sultan olur. DS, Cerbe'de tanıştığı Aydın Reis, Deli Mehmet Reis ve dahası ile İspanyollar ve Rodos şövalyelerine adım attırmaz. Hızır reis de büyük bir reis olur. Selim Hana Kurdoğlu Muslihiddin Reis'i gönderen Oruç Reis komşu kaleleri de alır. Ama mağripli sultanlar Müslüman olmasına rağmen İspanyollar ile işbirliği yapar. Telemsen sultanı El Hammu ona tuzaklar kurar. Her ne kadar düşmanlarını yense de Kalaa kalesi kuşatılır. Buradan çıkar v ve düşman ondan silah bırakmasını ister. Yanından ayrılan Kara Hasan ve adamları yüzünden güçten düşen Oruç reis ve yanındaki askerler şehit düşer. Bundan sonra ne olacaktır? Empatik roman şeklinde yazılmış güzel bir roman.
Oruç Barbaros Sultan
Oruç Barbaros SultanDursun Saral · Ötüken Neşriyat Yayınları · 201413 okunma
“Açlığa sabredersin adı “oruç” olur. Acıya sabredersin adı “metanet” olur. İnsanlara sabredersin adı “hoşgörü” olur. Dileğe sabredersin adı “dua“olur. Duygulara sabredersin adı “gözyaşı” olur. Özleme sabredersin adı “hasret” olur. Sevgiye sabredersin adı “AŞK” olur.”
Sayfa 81 - Eğitim Kitapevi Yayınları - Haziran 2011Kitabı okudu
Dinimize göre ilimle meşgul olmak ; nâfile namaz, oruç, tesbih gibi ibadetlerden daha faziletlidir. Çünkü bilgili insan herkese faydalı olur . Nâfile ibadetler ise sadece onu yapana fayda verir. İbadetlerin bile Allah katında makbul olması için, usulüne uygun şekilde yapılması gerekir. Bu da bilgiyle olur. İşte âlimler, pek değerli bilgileri sebebiyle peygamberlere vâris olmuşlardır.
Oruç, oruç tutanı koruyan bir kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kimseyle kavga etmesin. Şayet biri kendisine söyler ve sataşırsa ‘Ben oruçluyum’ desin.
Reklam
Vaziyet...
"İnsanlara 'dinin ne, namazın var mı, oruç tutuyor musun? ' gibi Allâh'ın soracağı sorular sormayacaksınız! İnsanlara 'aç mısın, ne ihtiyacın var, bir sorunun var mı? ' gibi kulun kula soracağı sorular soracaksınız!" -Fatih Sultan Mehmet-
Orucu tut dostum, kendini tutmuş olursun. Zira oruç tutmak kendini tutmaktır. Ömrünü Ramazan et dostum. Ömrü Ramazan olanın, ahireti bayram olur. *Mehmet Akif Ersoy
Sayfa 29 - HayykitapKitabı okudu
İnsanoğlunun anlamlı anlamsız bütün hareket ve davranışlarına amel denir. Ameller ikiye ayrılır: biri taayyüşî amel, diğeri ise taabbudî amel. Taayyüşî amel insanın yaşamak için yapıp ettikleridir: yemek-içmek, oturmak-kalkmak, çalışmak, yönetmek, siyaset yapmak, maişetini kazanmak vs. Taabbudi amel ise insanın Allah'a kulluğunun bir gereği olarak yaptığı bazı ibadetler ve amellerdir: namaz, oruç, hac, zekât, hayır hasenat, infak vs. İslam, her iki ameli de birbirinden tefrik etmez, bizden her taayyüşî ameli, birer taabbudî amele dönüştürmemizi ister. Bize düşen, dersimizde ifade ettiğimiz usûle riayet ederek her taayyüşî amelimizi birer taabbudî amele dönüştürmektir. Bu da ancak nefis tezkiyesi, rıza-ı ilahi, ihlas, samimiyet, ihsan şuuru ve güzel ahlak ile mümkündür. Zira ahlak, salih amelin başka bir adıdır.
Ne güzel demiş Fatih Sultan Mehmet:
İnsanlara; "Dinin nedir? Namaz kılıyor musun? Oruç tutuyor musun?" gibi Allah'ın soracağı soruları sormayın! İnsanlara; "Aç mısınız? Bir şeye ihtiyacınız var mıdır? Bir sorunun var mı?" gibi Kulun kula soracağı sorular sorun!"
1,171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.