Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.33
"Gel, Anne Ol... Çünkü Anne, Bir Çocuktan Bir Kudüs yapar"
Kudüs aşığı şairimiz Nuri Pakdil...
Şiirlerinde ve hayatında sürekli iki metafordur "Anne Ve Kudüs."
Büyük Şair ve Fikir adamı Nuri Pakdil’i okumadan ve hayatını araştırmadan önce bende sürekli bu ikisine neden bu kadar bağlandığını anlamamıştım. Anne ve Kudüs ilişkisini harika dizelerle bize sunardı Pakdil. Örneğin “Anne ol” derdi.
“Kafes ardında hanımlar gibi Saklıydı Hamid”
Merhabalardan bir demet. ≈))
O sıkça rastladığım kafalardaki Mehmet Akif Ersoy ile okuduğum Mehmet Akif Ersoy'un arasında dağlar var...
Sözü uzatmadan virgülü virgüle ataçlamadan konuya dikey dalış yapacağım.
Hoş geldiniz. ≈))
İlk olarak 2. Abdülhamit'e yazdığı şiiri sunmak isterim:
YILDIZ'DAKİ BAYKUŞ
"Çoktan beridir vardı
İran ve Mavi Turan'a çıkış
İran ve Mavi Turan'a Çıkış
Dr. Yüksel Hoş
Perşembe 10 Kasım 2022
İnsanlar cinsiyet değiştirirken ülkeler de bazen milliyet değiştirir. Hâkim yönetim değişir, resmi dil veya saray dili değişir, zihniyet ve eğitim şekli değişir ve başa geçen kimselerin milli anlayışları ile ülkeler de milli cinsiyetlerini değiştirirler.
Transseksüellik gibi
Teşekkürler Mehmet Pak kardeşim,
göndermiş olduğunuz kitapları dün aldım ve hemen okumaya başladım.İşte birinci kitap " Franz Kafka' nın " - " Dönüşüm " ün kısa bir incelemesi..
Bu kitapta yazar " Kısaca Gregor Samsa'nın bir sabah kendini yatağında bir böcek olarak bulmasını ve onun sonrasında yaşananları anlatılıyor.."
Belki biraz değişik bir formül olacak ama,herkes bu kitaptan kendine göre bir anlam,bir pay çıkarabilir.İster özgürlük deyin,ister doğal yaşam,isterseniz insanca yaşam..
Önemli olanı ise karşımızdakini anlayabilmek değil mi ?
Tavsiye eder,iyi okumalar dilerim.
·
Not rated
Allah yazdıysa bozsun, bir başkaldırı, ilahi kuralları hafifseme yahut Allahü Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmekte bir gevşeme ortaya çıkması durumunda Hakk Teâlâ onları cezalandıracak ve yaptıkları çirkin işlerin karşılığını verecektir; Allahü Teâlâ bize böylesi günler göstermesin, böylesi talihsizlikler yaşatmasın! Ve kati surette, isyanın uğursuzluğu, Allahü Teâlâ’nın gazabını bu tür insanlara eriştirir. Öyle ki aralarından basiretli idareciler çıkmaz; tefrika kılıçları çekilir ve kanlar dökülür. Bu günahkâr takımı, kargaşa ve dökülen kanlar arasında helak ve dünya onlardan pir ü pak olana değin eli güçlü, sırtı pek olanlar keyfince davranır. Tıpkı sazlığa düşen ateşin, kurunun yanında olduğundan ötürü yaşı da yakıp yandırması gibi, bu bozguncular tayfası yüzünden de birçok masumun kancağızı dökülür.
Alacakaranlık
Ne diyor İbn-i Haldun "Coğrafya kaderdir." Evet kader nerede doğduysanız oranın şartları sizi kelepçeliyor. Sadık Hidayet dünyadan erken göçen yazarlardan. 48 yaşında intihar ederek bu karanlık dünyaya veda ediyor ama arkasında alacakaranlığa ışık tutan eserler bırakıyor.
Çünkü içerideki öyküler o kadar muhteşem ki tarihin ve insanlığın karanlık kalmış taraflarını pak bir şekilde aydınlatıyor. Tarih, Din ve İnsanlık bunlar hep iç içe oldu zaman ilerledikçe daha da karmaşık hale geldi. Bunlara ışık tutan çok az yazar var. Gerçek anlamda çok az yazar var. Saramago bunların başında geliyor kalemi çok sert kabul ediyorum ama dürüst bir şekilde gerçekleri ortaya seriyor.
Ama Sadık hidayet ona göre daha başarılı çünkü İranlı yani coğrafya olarak karanlık topraklarda bu onun malzeme olarak elini güçlendiriyor. Çünkü mezapotamya bölgesi tarih,din ve insanlık konularında çok zengin. Bu unsurlar hala karanlık tarafları olan olgular.
Çünkü insanlar karanlık tarafları aydınlatmak yerine yani doğruyu öğrenmek yerine hep başkalarının kafa yapısıyla nefes almayı tercih ediyor. Onlar için sadece öğretilmiş şeyler var öğrenilmiş şeyler yok. Bu iki eylem arasında çok büyük fark var.
Hiciv türünde yazılan bu öyküler bazıları çok sert olmakla beraber aklındaki karanlık tarafları aydınlatmaya çalışan okurlar için büyük hazine niteliğindedir. Benim için 2 ana kategori vardır edebiyatda. Biri aklımızı aydınlatan eserler diğeri vicdanınızı aydınlatan eserler.
İnsanlık bu eserleri okuduğu sürece aydınlığa emin adımlarla yürütecektir
Rüyalara inanır mısınız??
Rüyalara inanır mısınız?
Geçmişle, gelecek arasında köprü kuran rüyalara mesela...
Korkuttu mu?
Kimimizi belki...
Rüya alemi azıksız çıkılan bir yol gibidir. Hazırlık yapmadan gidersin. Kendini, Nerede?
Nasıl?
Ne şekilde?
Bilmediğin, bilemediğin bir yolda bulursun. Bazen çamurlu, bazen güneşli, bazen sevinçli bazen de karanlık, rüya bu
Hüccet-ül İslam İmam Gazali, oldukça hacimli bir eser olan İhya-u Ulumi'd-Din kitabını okuyamayanlar için özet niteliğinde olan Kimya-yı Saadet yani Mutluluğun Kimyası kitabını yazmıştır. Kitap, insan kavramıyla başlayıp Allah'ı tanımaya geçer. Bu, aslında iman yolculuğunun da nereden başlaması gerektiği hakkında bizlere bir fikir verir. Başlangıç insanın kendisidir. Nitekim Peygamber Efendimizin dediği gibi "Kendini bilen Rabbini bilir."
Gazali, İslam'ı o kadar güzel anlamış ve açıklamış ki insan okudukça hayran oluyor. Mutluluğun formülü ise çok açıķ: Allah'ın rızasını kazanmak.
Allahım! Azabından affına, gazabından rızana ve senden sana sığınırız. Sana gereği gibi övgüde bulunamayız, sen kendini övdüğün gibisin. Hamd, âlemlerin Rabb'i Allah'a mahsustur. Efendimiz Hz. Muhammed'e, onun pak ve temiz âline salât olsun.
