Ah, fakat ölüm olmasaydı dünya ne müthiş bir cehennem olurdu?
Sayfa 211
"Ben tam tersine, o kadar bile mutlu olmadım, yalnızca sevdim." diyordu. O yalnızca sevmişti, aşk sözcüğünden belli belirsiz hissolunan en büyük anlamına kadar sevmiş, ölümlere kadar sevmişti; fakat onu istemenin bile bir cinayet olduğunu görerek, hayatta sevdikleri tarafından sevilenler de olduğunu düşününce, ah ediyordu ve sonra, öyle sevip sevilenler için bütün o afetler gelecekti, değil mi? Ah onların ne kadar ölümlü, elimizden kaçmak, soluvermek, bir gün acı bir son nefes ile sönüvermek için, nasıl yalnızca bunlar için yaratılmış olduklarını ne kadar acı görüyordu; mutlu olsak bile hayat, yalnızca yıkıp yok eden hayat, yalnızca yiyen, öldürüp ezen hayat egemen oluyordu.
Sayfa 211
Reklam
Bu gözler, ah bu gözler! Bunlara renk verilebilir miydi? O kadar süre bakamıyordu ki, ne renk olduklarını anlayabilsin; bakmak mümkün değildi...
Sayfa 208
Bir erkeğin güzelliği zekasından ibarettir sözü ne kadar doğru bir söz.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
365 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta, Türk Wertherimiz ile karşılaşıyoruz. Bu prototipi görmek, her daim keyif verici. İkisi arasında bir kıyas yapmamak adına dirensem bile, yanılgan insanlığım bundan kaçamıyor. Necip i cesur bulmuyor değilim, ancak Werther kadar bulmuyorum. Sonuçta, biri sonuna yalnız yürürken, diğeri sonu ile birlikte yürüyor.
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201740bin okunma
Reklam
Hepimiz birbirimizi nasıl sever, nasıl değer veririz? Mesela her birimiz ayrı ayrı diğerinin en küçük bir arzusunu yerine getirmek için büyük fedakarlıklara nasıl memnuniyetle razı oluruz?
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kader, bizim kendi hareketlerimizin sonucuna kendimizin verdiği bir isimdir. Bütün çektiklerimizin yalnız kendi sersemliğimizin sonucu olduğunu bilmek istemeyerek kendimizi sorumluluktan kurtarmak için uydurulmuş bir sözdür.
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Melankolik azınlık
Bütün insanlardan, havadan, gökyüzünden, güneşten... Her şeyden nefret ediyordu.
Halbuki ben bu hayat için büyümedim. Ah, bizi niçin böyle yetiştiriyorlar? Analarımız, babalarımız hâla gafletlerinin, hatalarının neticesini görüp niçin akıllarını başlarına toplamıyorlar? Peki, istedikleri şey hislerimizin incelmesi, fikirlerimizin açılmasıysa, bu ince hislerimiz açık fikirlerimizle bize tayin ettikleri hayatı nefretle kabul edeceğimizi niçin ve nasıl düşünemiyorlar?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.