Biliyordu, belki de kız kardeşinden daha çok inanıyordu gitmesi gerektiğine. Sabaha karşı saat üçte çınlayan saatin sesine kadar boşlukta huzurlu, düşünceli haliyle öylece beklemişti. Ardından yavaş yavaş odasıyla birlikte dış dünyanın da aydınlandığını izledi. Sonrasında ise istemsizce de olsa kafası iyice zemine düştü ve son nefesi usulca burun deliklerinden çıkarak havaya karıştı.