Mehmet

Mehmet
@mehmetbhs
1283 Burayı not defteri olarak kullanıyorum
Hayyam
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim; Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
Reklam
Ruh
"Sen ruhunda gereksinim duyduğun şeyin kölesisin.”
Rubailer
En büyük söz Kuran bile Arada bir okunur besmeleyle. Kadehteyse öyle bir âyet var ki Okur insan her zaman, her yerde.
Sayfa 92

Reader Follow Recommendations

See All
İskenderiye
İmparator Hadrian İskenderiye'yi ziyaretinde arkadaşı Ser vianus'a inanç ve gizemlerin, filozofların, sır öğretmenlerinin, kahinlerin ve piskoposların oluşturduğu bu muhteşem girdapta, sanki her türden dışlamarın kaybolduğunu anlatmış ve şöyle yazmıştır: "Hristiyan olduğunu iddia eden piskoposlar, Serapis'e hürmet ederken görülebilir. Bir matematikçi, bir haruspeks ya da bir alpit olmayan Samiriyeli, Hristiyan ya da Musevi tek bir papaz yok. Patrik (Hristiyan) Mısır'a geldiğinde, herkesi mutlu etmek için hem İsa'ya hem de Serapis'e ibadet ediyor...
Freud ve İstismar
1896 yılında, teorik varsayımlarına bağlı olan Freud'un, analiz sayesinde altı obsesif hastasının tamamında yalnızca çocukluk döneminde pasif olarak maruz kalınan cinsel istismar "senaryolarına" değil, aynı zamanda aktif olarak yaşları sekiz veya daha fazla olan erkek veya kız kardeş üzerinde işlenmiş cinsel istismarı bulmayı başardığını iddia etmesi, az bilinen bir gerçektir. Bu önemli klinik bulgulardan bir daha da bahsedilmemiştir ve Freud daha sonraki teorisinin bu bilinçdışı fantezileri nasıl açıklayabileceğinden söz etmemiştir.
Reklam
Freud ve Karanlık
Freud carafindan 1890 yılında yayınlanmış makaleler ve sırdaşı Wilhelm Fliess ile mektuplaşmaları bambaşka bir hikâye anlatmaktadır. Ozetle, Freud'un 1890'lı yılların ortalarında gördüğü hastalar, ona çocuk lukları süresince cinsel istismara uğradıklarını söylememişlerdir. Aksine, sonraki beyanlarında söyleyeceği üzere, Freud o dönemde hastalarının "hiçbir anısı olmadığını ve kurbanı oldukları konusunda ısrarcı olduğu travmatik çocuk istismarına "ısrarla inanmadıklarını söylediklerini belirtmiştir. Başlıca satırlarında, bu bölüm şu şekilde özetlenebilir: 1890'lı yılların başında Freud, histerik tanısı almış hastaların semptomlarının kökeninde çocukluk dönemine ait olsun olmasın, bastırılmış cinsel düşünce ve deneyimlerin yattığı kanısına varmıştı. Daha sonra, 1895 yılının Ekim ayında, bir kuramsal varsayım temeli üzerine, bunların bütün psikonev rozlarım kökenindeki soruna çözüm sağladığı düşüncesini yeğlemişti. Fliesse bildirdiği gibi, histerik semptomları yalnızca erken çocukluk döneminde maruz kalmanın cinsel agresyonlara ilişkin bilinçdışı hatıralar tetiklemekteydi. Freud, hastaların zihinlerindeki bilinçdışı düşünceleri gün yüzüne çıkarmak için geliştirmiş olduğu yeni analitik teknik sayesinde, hızlıca görüşlerinin doğruluğunu kanıtlama işine girişmişti
Freud...
20. yüzyılın sonlarında, araştırmacılar psikanalizden edinilen tarihin büyük kısmının çoğu uydurma olan hikâyelerden oluştuğunu ortaya koymuşlardır. Şüphesiz ki bu mitler arasında en büyüğü, Freud'un baştan çıkarma teorisini kendisine hastalarının ısrarlı bir şekilde çocukluklarında cinsel istismara uğradıklarını anlatmaları üzerine kurduğudur.
Freud
Freud'un, onu çocuklukta cinsel istismara ilişkin yanlış sonuçlara, çocuklukta cinsellik teorisine götüren malzemeyle tıpatıp aynısını, aynı yöntemle kullanarak vardığı çocukluk cinselliği teorisinin tüm inandırıcılığını kaybettiği anlaşıldı. Freud'un ilk nevroz etiyolojisini, baştan çıkarma teorisini, hastaların cinsel istismara ilişkin anılarına dayandırdığını aldatıcı bir şekilde belirtmek zorunda kalması, bu zarar verici sonuçları önlemek içindi.
Sayfa 277Kitabı okudu
Çok yemek
Alınan çok gıda vücutta işe yaramaz fazlalıklar ve kötü artıklar meydana getirir. Bu çeşit artıklardan vücut orantısız bir şekilde genişler, şekil çirkinleşir. Bu gıdalardan meydana çıkan bozulmuş kötü sıvıların beyne gitmesiyle zihinler ve fikir körleşir. İdraksizlik, gafillik ve itidalden ayrılma ortaya çıkar.
Gelenek ve İşlevsellik
Körü körüne yaşatılan gelenekler, ölülerin yaşatıldığı anlamına gelmez; yaşayanların ölü olduğu anlamına gelir.
Reklam
Zemin
"Bir yerde yangın çıkması için, ateş atılan zeminin yanmaya müsait olması gerekir."
Toplum Hayatı
İnsan, toplumda yaşamak zorundadır. Felsefecilerin dedikleri de budur. "İnsan, tabiatı icabı, medenidir." Yani insan, sosyal organizasyon olmadan, topluluk veya toplum içinde bulunmadan yapamaz. Felsefecilerin teknik tâbiriyle, insan için "site/medine", yani şehir hayatı gereklidir. Umran kelimesi de aynı fikri ifade eder.
Bruno
"Zaferin elde edilebilir olduğunu düşünerek mertçe savaştım. Ne yazık ki zihnimin gücü bedenimden esirgendi.Fakat inanıyorum ki gelecek nesiller gerçek uğruna savaşmayı tüm yaşam zevklerinden üstün tutacaklardır."
Akıl
Zıt görüşleri daha derinlemesine incelemeden bana öğretilenleri asla kabul etmiyorum.
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.