Hissikâblelvûkû

Hissikâblelvûkû
@mehmetferit
"Dünyadaki bütün taşları tek başına kenara çekebilir misin?" "Çekebildiğim kadarını..." "Boyundan büyük taşları?" "Ufalayarak çekerim." "Ama yoruluyorsun?" "Dinlenirim."
Kılıçlarınız pasla kaplı; kalkanlarınız kırık, zırhlarınızsa delik deşik; niçin savaş alanında dikilip duruyorsunuz, öyleyse? İkiyüzlülük dininiz sizin, sahtecilik hayatınız ve doğal olarak, sonunuz da kocaman bir hiçlik; niye yaşıyorsunuz o zaman?
Reklam
Sizin bu zayıf, donanımsız halinize acıyordum, fakat acımam, hayatı çürüten miskinliğinizi besleyip yüreklendirmekten başka bir işe yaramadı.
Yürekleriniz susuzluktan kuruyor, bunu anladık, tamam, ama şu da ayan beyan gözünüzün önünde: Hayatın dereleri, ırmakları evinizin önünden geçiyor, niçin uzanıp içmiyorsunuz?

Reader Follow Recommendations

See All
Çünkü gördüm ki, cins atlar, şahane arabalar, çil çil altınlarla dolup taşan kasalar ve yüksek soyluluk, bunların hiç biri ya da topu birden, yokluk yoksunluk içinde kıvranarak sabırla sizi bekleyen genç bir adamın sevgi dolu bir tek bakışına bile değmiyor.
Bir başkasının kendisi için ne düşündüğünü umursamamak delilerin, Bir Olan'dan başkasının kendisi için ne düşündüğünü dert etmemek velîlerin harcı. Ne başkalarının kanaatlerine kulak tıkayabilecek kadar deli olabildik yalan dünyada, ne de Bir Olan'dan başkasının ne dediğini umursamayacak kadar velî…
Reklam
Bir kadın, kocasının gözünde yeryüzünün en harikulade hanımefendisini seyretmek ister.
Uzaktan seyrettiğiniz bir aynada ceketinizi düzeltebilirsiniz sadece, bir kaç adım daha yaklaşınca saçlarınızı... Gözünüze en yakın olan çapağı görmek istiyorsanız aynanın dibine kadar yaklaşmalısınız. Acı değil mi? Kapatıversen, kâinatı seyrettiğin göz, açıkken kendisine en yakın olanı görmekten aciz.
Bedenle işlenen günahtan nasibimiz varsa tövbe etmek kolaydır. Neye tövbe edeceğimizi biliyoruz çünkü. Peki kibir, ucub, riya, haset öyle mi ya? Varlığını fark edemediğiniz günaha nasıl tövbe edeceksiniz?
Kalp, sahibini yansıtan bir nur aynası. Allah, o nurun sahibi. İşlenen her günah, o nurun üzerine düşen bir leke. Küçük günahlarla lekelenen ayna, zamanla büyük günahları da küçük göstermeye başlıyor. Sahi büyük günah, küçük günah ne? Hz. Ali’ye kulak verelim: Kolaylıkla işleyebilmeye başladığın günah, senin büyük günahındır. Günahlar çoğaldıkça, ayna hepten kirlenip paslanıyor ve ne sahibinden ne de kendisini taşıyandan haber verebiliyor.
Sadıkları tarif için ‘mir’ât-ı musaffâ’ tabirini kullanmışlar, "saf ayna."
Reklam
Kendimizden güzellerle hem-dem oldukça, kendi çirkinliğimizi fark ederiz; kendimizden çirkinlerle beraber oldukça kendi güzelliğimizin sarhoşu oluruz zira. Çirkinliğimizi fark etmek bizi güzelleşmenin yollarını aramaya sevk ederken, güzel olduğumuzu zannetmek bize ‘ben oldum’ hissi vererek günden güne çirkinleşmemize sebep olur.
İyiliğin, hakikatine nispetle kendi iyiliğinin kötülük gibi kaldığını fark edebilen insan iyi yoldadır. İyilerin Rabbi, bir kulunu sevdi mi onun kalbine, "ben kötülerdenim" hissini verir. Ölçü: “Allah bir kulu hakkında hayır murad ederse ona nefsinin kusurlarını gösterir.”
Haram olan her şey, içki gibi sarhoş etseydi, kimin ayık kimin sarhoş olduğunu işte o zaman anlayabilirdik. Gıybetin, yalanın, iftiranın, dedikodunun, riyanın, kibrin insanı sarhoş ettiğini bir düşün hele cancağızım. Memlekette ayık adam bulabilir miydik? Memleketi de boş ver, kendini bir tartıver bu terazide. Bir günde kaç saat ayık olurdun?
Allah, Firavun’a verdiği nimetleri sana veriverse belki de sen ondan daha şeddad olacaktın ve sana verdiklerini Firavun’a verse, o senden daha iyi bir kul olacaktı. Bilemezsin.
Kimisi eğriyi göre göre doğru bakmayı unutur, kimi de bakışını öyle bir doğrultur ki eğrileri görmez olur. ‘Hata, kusur yapanın değil, görenindir’ sözü tevekkeli söylenmemiş.
8k öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.