Alex’in hikâyesi. Kahramanımız 15 yaşında, dört kişilik bir çetenin lideri. Karanlığın çökmesiyle beraber sokaklarda başlayan kavga, dövüş, tecavüz, zorbalık… En sonunda bir kadının ölümüne neden olur ve tutuklanır. Tutukluluğunun üzerinden iki yıl geçtikten sonra, Alex’in üzerinde bir ıslah etme yöntemi kullanılacaktır. Onu kötü bir insan olmaktan kurtaracak ve iyilik yapmasını sağlayacak ıslah etme yöntemi başlar. Tedavi iki hafta sürer ve sonunda, onu özgür bırakırlar. Şiddet uygulamak, kötülük yapmak istediğinde vücudunu hastalık kaplar, bu yüzden de istemeden de olsa herkese iyi davranmak zorunda kalır.
Özgür iradenin olmadığını, kötülük ve iyilik karşısında iyiliği seçmek zorunda olduğunuzu düşünün. İyiliği ve kötülüğü seçme hakkı, insanın kendi hür iradesinde mi olmalıdır?
Tanrı bunun neresinde?
İyiliği seçmemizi mi ister yoksa iyi olmamızı mı?
Kütük ve iyilik için seçme hakkı tanınmadığında makineleşmiş mi oluruz?
İşlenen konu, verilmek istenen mesaj çok güzel olsa da üçüncü bölümde olaylar bana yeterince tatmin edici gelmedi. Rastlantılar, eski arkadaşları, ıslah yöntemine karşı olan grup çok yetersiz gibi geldi.