Mehmet Güzel

Mehmet Güzel
@mehmetgzel
Gaziantep
Gaziantep
467 reader point
Joined on October 2018
Bazan buraya, bu dağları, bu ağaçları temaşa etmek içn yalnız gelirim. Onlar gibi, hatta onlardan da hissiz ve şuursuz olmak arzusu kalbimi doldurur.
Sayfa 205
Reklam
Ölüm karşısında herkes acemidir; ben de öyleyim. Hâlâ hayattasınız aziz okur, şansınız var: Acemi şansı.
Sayfa 29
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan Dönmeyen gemiler olduk açıktan Adımızı soran, arayan var mı
Sayfa 32 - Dergah Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
Dünyanın tüm müzik uzmanları istedikleri kadar haklı olsun. Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim.
Sayfa 238
Onlar da bir gün hayata atılacak ve feleğin çemberinden geçecekti. İyi o zaman, onlar bununla uğraşırken kendisi de kitaplardan hayatın öbür tarafını öğrenebilirdi.
Sayfa 34 - TİB
Reklam
İnsanlık, doğruluğun adıdır. İnsan az değil insanlık azdır, doğruluk azdır.
Sayfa 70
Huzur, zahmetle birlikte gelir, Sevinç, kaygı ile birlikte gelir. İnsan nice büyürse başı da büyür Başı nice büyürse börkü de büyür. Baş büyür, börk büyür; İnsan büyür, dert büyür.
Sayfa 44
diğeri ise en korkunç şeyin kapitalizm değil, Anadolu'dan ipini koparıp Istanbul'a gelen sonradan görme taşralılar olduğunu bir öfke anında söyledi.
Sayfa 354 - YKY
Insan sehirde kalabalık içinde yalnız olabilirdi ve şehri şehir yapan şey de zaten kalabalık içinde insanın kafasındaki tuhaflığı saklayabilme imkânıydı.
Sayfa 98 - YKY
Kardeşlik, pili bitmiş bir saat gibiydi. Pilini taktığın anda kaldığı yerden başlayıveriyordu çalışmaya. Bin yıl da görmesen, anında kapatıyordun aradaki açığı.
Sayfa 159 - Doğan Kitap
Reklam
-Nasıl olur, dediler. Yoksulluk hiç kalkar mı? Dünya böyle kurulmuş böyle gider. Yoksulluk kalkmazmış. Yoksul olmayan herkes böyle söylüyor.
Sayfa 224
Kendiniz için yeterli görmediğiniz bir şey, başka insanlar için de yeterli değildir; işte o kadar.
Sayfa 133 - Pdf
Rıhtım işçisinin bir düzeni yoktur. Bazen iş bulur, bazen bulamaz; eldeki malların miktarına göre, çalışır ya da çalışamaz. Dan Cullen ayrımcılığa maruz kalmış. Tam anlamıyla dışlanmamakla birlikte (bu sorun yaratabilirdi ve kesinlikle daha insaflı bir tutum olurdu), ustabaşı tarafından haftada en fazla iki ya da üç gün çalıştırılıyormuş. Buna adamı “disipline sokmak” ya da “eğitmek” denir. Manası aç kalmaktır. Daha kibar ifadesi yoktur. On yılın sonunda Cullen umudunu kaybetmiş. Umudu kalmayan bir adam yaşayamaz.
Sayfa 101 - Pdf
Zaten palmiyeler Papalagi kadar gürültülü, vahşice düşünselerdi, yaprakları bu kadar yeşil, meyveleri altın sarısı olmazdı. Bu şaşmaz bir deneyimdir, çünkü düşünmek tez yaşlandırır insanı, tez çirkinleştirir. Ama palmiyeler de biraz az düşünüyorlar sanırım.
Sayfa 90 - Ayrıntı
Kadınların binbir çeşit, rengarenk tören örtüleri vardır. Sandıklar dolusu. Bunlar üzerine kafa yormaya bayılırlar. "Bugün hangisini örtünmeli, uzun mu olmalı yoksa kısa mi, acaba üstüne hangi süsleri takmalı?" İşte bunları düşünür dururlar. Buna karşılık erkeklerin tek bir tören giysileri vardır ve bunun hakkında tek bir söz bile çıkmaz ağızlarından. Bu giysi insanı kuşa benzeten bir giysidir.
Sayfa 22 - Ayrıntı
1,419 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.