Tarık Tufan'ın 2000 yılında yazdığı ilk kitabı. 1990'lı yıllarda birikmişlikleri olan sessiz yığınların yaşadıklarını ya da yaşayamayışlarını anlattığı bir deneme kitabı diyebiliriz. Yazarlığa adım atmadan önce radyoculuk yapan Tarık Tufan, bu kitabında da burda yaşanmış ya da yaşanabilir diyelim diyalogları da kullanmış. Batıcıların vesayetinde olan kültür sanat camiasına, bizim mahalle dediği mahallenin de bu tarz kitaplar yazabileceğini göstermek adına yazılmış ilk kitaplardan en azından yeni format ve yeni jenerasyon açısından, bu jenerasyon sıkıntılar yaşayan mağduriyetler yaşayan jenerasyon olduğundan bu kitaplar da daha samimi ve insanı etkileyen kitaplar. Fakat bu jenerasyondan bazıları devir değişip gücü eline geçirince bu günleri unuttu bazıları da intikam duygusuna bürünüp Servet Kocakaya'nın şarkısında söylediği gibi "zalimin zulmüne feryad edenler gün gelirde zalim olursa şaşma" sözlerini hatırlatır oldu bize. Yine bu mahalleden 90'lılar jenerasyonundan sonra çıkan jenerasyon edebiyat camiasında da etkili ve güzel eserler vermek yerine saçma sapan dini kitaplar yazmaya başladılar. Anlaşılan o ki muhafazakar camia parayı ve gücü bulunca da "Meksika Sınırı"nı geçti, hızla batıya ayak uydurma, modernleşme! ye başladı fakat bu sefer yanlış yola girdi. İnsan da acaba diyor, hiç mi geçmeseydiler o sınırı.. Nerde o eski ruh, mücadele..