Kendine tarihçi.... :)))
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten.... al sana kaynak Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
M Sinan Öznişastacı

M Sinan Öznişastacı

@ms1nan
·
4g
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
Sayfa 131Kitabı okudu
Osmanlı Endülüs Emevi Devletine neden yardım edemedi?
İnsaniyet İnsaniyet TARİHOsmanlı, Endülüs’e Neden Yardım Edemedi? (I) “Daha önceki dönemlerde Endülüs Müslümanları, Hıristiyanlar karşısında sorun yaşadıklarında Kuzey Afrika’daki Müslümanlardan yardım istemişlerdi. Bunun üzerine Kuzey Afrika’daki Murâbıtlar 1086, 1088 ve 1090 yıllarında üç defa ordular göndererek İspanya topraklarında
Reklam
II. Abdülhamid İran’la saltanat yılları boyunca sıcak bir ilişki içerisine girmeye çalışmıştır. İran hükümeti de bu duyarlılığa kayıtsız kalmamıştır. Örneğin Bâbıâli’nin isteği üzerine sünnî öğretiyi rencide eden kutlama ve törenlere yasak getirilmiştir. 1890’lardan itibaren Osmanlı topraklarında bulunan Hıristiyanların kendi içlerinde birlik sağlamak adına yaptıkları bir takım faaliyetler II. Abdülhamid’in Şiî ve Sünnî’lerin birlikte hareket etmeleri gerektiği konusunda daha hassas olmasını sağlamış, bunun bir tezahürü olarak Şiî ve Sünnî yakınlaşmasının mümkün olup olmadığına dair Cemaleddin Efgâni’den bir rapor kaleme almasını istemiştir. Keza Efgâni’den İttihad-ı İslam’ın gerçekleşmesi için bir takım faaliyetlerde bulunması bu doğrultuda mezhep ayrılıklarını ortadan kaldırması ve İstanbul’da İranlılar’dan oluşan bir cemiyet kurmasını da istemiştir. İstenilen cemiyeti kuran Efgâni, İttihad-ı İslam’ın ve Şiî-Sünnî yakınlaşmasının önemiyle ilgili tanıdığı tüm nüfûzlu kişilerden bu konu hakkında birer mektup yazmalarını istemiştir. Ancak bu faaliyetler Nâsıruddin Şah’ın Cemaleddin Efgâni’nin bir talebesi tarafından öldürülmesiyle sonuçsuz kalmış, ayrıca Efgâni iki ülke arasında diplomatik bir krize de yol açmıştır.
Ahır yapılan camilerin belgesi!
"Bu ne insafsızlık!" Birincisi, Atatürk devrine ait... 20 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyeť inhaberi şöyle: "Bu ne insafsızlık. Seferihisar'da tarihî bir cami ahır yapılmış!" Habere göre İzmir Seferihisar'da bulunan Hereke köyündeki II.Bayezid zamanından kalma bir tarihî cami tahrip edilmiş ve ahırahaline
MEKTUP II
“ Biliyor musun Senden ayrılalı sakal bıraktım Zamanının akışına koyuverdim kendimi Gömleklerim kolalı değil artık Pantolonum ütülü değil Ayakkabım boyalı değil Öylesine değiştim ki Görsen tanıyamazsın Sabahları gün doğarken kalkıyorum İlk işim bir sigara yakmak oluyor Ve bir süre denizin hışırtısını dinliyorum Sonra, apansız sen geliyorsun
Mektup
işte yine günün belini kırıyor akşam ve sen kırlara benzersin günün bu saati çıkarmamışsan çiçekli elbiseni. I hatırla ve sıkı tut: korkardın küçükken serçe parmağın uçacak diye elinden. diğer çocuklara benzerdim bense benzemesi gibi, bir çinlinin diğerine. II şaşkınım, şehir açmıyor beni ve namım yürümüyor burada çünkü tuhaf burada her şey; denizi sel basıyor hayret hayret şehir sığmıyor taksiye ve terör estiriyor rüzgar kaldırıyor dağın eteklerini bile. ve burada sensiz bahar hem yatalak hem öpmeden geçiyor bir jeton yanağıma getiriyor da yanağını kokunu rüzgara salsan bana getirmiyor. III yoksun ya güvercin avlıyor avluda kedi kızlar gülüşüyor bahçede gül üşüyor –gül üşür- yoksun ya, bezden anne yapıyor öksüz öpmek için kendisine. İbrahim Tenekeci
Reklam
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.