İdealleştirmeye dayanan ilişki çökmeye yatkındır; sevilen nesnenin yerine sık sık bir başkasını geçirme zorunluluğu doğar; çünkü hiçbiri beklentileri tam karşılayamıyordur.
Melanie Klein, Haset ve Şükran
Melanie Klein, Nesne İlişkileri Okulu'nun kurucusu kabul edilir. Klein'ın Nesne İlişkileri Teorisi özellikle çocuğun ilk altı aylık yaşamındaki anne ve çocuk arasındaki yoğun duygusal bağı vurgulamaktadır. Bebek ve anne arasındaki ilişkiyi cinsellikten ziyade sosyal ve bilişsel terimlerle izah etmektedir. Aslında Freud'un kuramina bir antitezdir bu , ona göre bu baglanmanin içeriğinde sevgi ve güven olmalıdır, bizi irrasyonel dürtulere karşı koruyan. Çünkü insanoğlu yakın ilişki ihtiyaci ile doğar, çocuk bunu ilk çocuk anne memesi ile olan ilişkimiz ile başladığını dile getirir.
Yaşama Doğarken
“Eğer doğum zor geçmişse ve oksijen yetersizliği gibi sorunlar yaşanmışsa, dış dünyaya uyarlanma sürecinde bir sarsıntı olur…”
Melanie Klein
“Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramaktır. Doğan bebek, havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır.”
İsmet Özel
"Acı çekmek üretici olabilir. Her tür acı veren deneyi- min bazen yüceltmeleri uyarabileceğini ve hatta bazen engel lenme ve zorlukların, kendilerini resme, yazmaya ya da başka yaratıcı işlere veren bazı kişilerde oldukça yeni yetenekler ortaya çıkarabildiğini biliyoruz. Bazıları farklı, bir biçimde üretici olurlar, insanların ve diğer varlıkların değerini daha fazla bilirler, başkalarıyla ilişkilerinde daha hoşgörülü olurlar, bilgeleşirler."
Melanie klein
Melanie Klein, 1928' d e, "Obsessional Neuroses and the Superego" [Saplantı Nevrozları ve Süperego] adlı makalesinde fa ntazinin bilinçdışı olduğunu belirt mektedir. Klein:
Çocuk gelişiminin erken aşamalarında ortaya çıkan abartılı fa ntazilerin hiç bilinçli hale gel meyeceği varsayımı, çocuğun, sadistik ve bi linçdışı düşüncelerini gerçek nesneler olarak sadece haf i f l etilmiş bir biçimde if a de etmesi fenomenini açıklamakta çok yardımcı olabi lir. Dahası, egonun gelişim aşamasının erken bir aşama olduğu ve çocuğun gerçeklikle iliş kisinin gelişmemiş olmasının yanında bu iliş kide fa ntazi yaşamının baskın olduğu unutul mamalıdır.
İdealizasyonu bırakıp yüzleşmek gerekiyor...
"Beni yetiştirirken döktüğün her terin damlası, cennette sana ırmak olsun."
Böyle cümlelerle insanları idealize edip; bireylerde suçluluk, umutsuzluk, beklenti yaratmamak daha doğru geliyor bana.
Genel olarak psikoloji özel olarak psikanalitik kuramdan biliyoruz ki çoğu sorunun kaynağı anne-bebek uyumsuzluğundan kaynaklanıyor.
Bebeklerin (içinde bulundukları) ve içinden geçtikleri (bebekliğin olağan) durumunun kaygısının içeriği, yetişkin psikozlarınınkiyle denktir. - Melanie Klein (1934). Eğer bebekler fizyolojik olarak bedensel gelişimlerini bebeklikte bulundukları ruhsal durumlarından daha erken sağlasalardı, bebeklik döneminin dayanılmaz kaygısı ve kaosu dolayısıyla intihar ederlerdi.
-Zaur Bayoghlu(psukhelog)
Bugün kitaplığıma Melanie Klein'ın Çocuk Psikanalizi kitabını ve Virginia M. Axline'ın Oyun Terapisi kitabını ekledimmm. Bulduğum ilk fırsatta okumayı ve alıntı paylaşmayı umuyorummm <3