Kristeva'nın pre-Oidipal dönem üzerindeki vurgusu da Melanie Klein'ın Freud'u geliştirmesinin ışığında yapılmıştır. Bu anlamda Kristeva Freud'a başka bir dönüş icra eder, Lacan'ın Saussurecü ve Hegelci kavramları ve terminolojiyi Ferud'un külliyatına uygulamasıyla dolayımlanmış, fakat pre-Oidipal olanı Lacan'dan daha ince bir biçimde geliştiren bir dönüştür bu. Bizim için pre-Oidipal döneme yönelen dikkatin bu yenilenişinin anlamı, onun ba baya ilişkin işlev karşısında annenin rolünün göreli önemini yeniden değerlendirmemize elveren bir gizilgücü içinde barındırması ve bu yeniden düşünmenin Kristeva'nın Lacancı söylemin bütünselleştirici etkileri olarak bahsedeceği şey hakkında varacağı sonuçlardır. Kristeva'nın psikanalizin haritasını yeniden çizmesi fallusun otoritesi, kastrasyon kompleksinin kutsallığı ve Oidipus kompleksinin merkeziliği bakımından ne ifade eder? Bu gelişmeler devrimci düşüncenin imkanlarını nasıl etkiler ve bilgilendirir? Küreselleşmiş kapitalizm ve dijitalleşmiş enformasyon sistemleri çağında, Marksist öncülerin yön verdiği kitle hareketlerinin politik ajitasyon ve dönüşüm için artık yaşayan bir model oluşturmadığı bir çağda bu imkanlar bizi nereye götürebilirler?