Kıskançlık, elinde olanı yitirmekten korkar; hasetse, kendi istediğinin bir başkasında olduğunu gördüğü için acı duyar... Hasetli kişi, haz ve memnuniyet görüntülerinden sıkıntı duyar. Ancak başkalarının sefaleti huzur verir ona. Bu yüzden hasetli kişiyi tatmin etmeye yönelik her tür çaba nafiledir.
Çocuğa karşı dürüst olmak, sorularını samimiyetle cevaplandırmak ve bunun sağladığı içsel bağımsızlık, zihnin gelişimi üzerinde derin ve olumlu bir etki yapar.
Okul, çocuğun karmaşalarına yönelik cesaret kırıcı saldırılarla kendi gücünü boşa sarf etmediği zaman çocuğun gelişimi için anlamlı olan verimli bir işi başarabilecektir.
Haset, hiç kuşkusuz en büyük günahtır; çünkü bütün öbür günahlar sadece bir erdeme karşı günah işler, oysa haset her türlü erdeme ve bütün iyiliklere karşıdır."
Annenin fazla telaşlı ve kaygılı bir tavırla bebeğe her ağladığında süt vermesi de çok yararlı değildir; bebek annenin kaygısını hisseder ve bu da kendisininkini artırır.
Baba Freud'un en küçük çocuğu ve en sadık öğrencisi Anna Freud, babasının psikanalizini çocuklar terapisine uygulama noktasında çok önemli çalışmalar yapmıştır. Kendisi gibi çocuk psikanalizini temel alan Melanie Klein ile giriştiği rekabette ciddi bölünmeler yaşayan Anna Freud, son kitabında oldukça başarılı yorumlar geliştiriyor.
Çocukların normallik ve patolojik durumlarını detaylıca irdeleyen ve aralarındaki sınırı çizmeye gayret eden Freud, bu noktada hem yetişkin psikanalizini hem de diğer kuramları da kullanarak, yelpazesini en geniş sınırlara eriştiriyor.
Çocukluğun Psikanalitik Psikoloji ve Kaynakları konusuyla kitaba giriş yapmakta, çocuk analiziyle yetişkin analizi arasındaki farkları ilişkilendirerek devam eden ve normal çocuk gelişimi ile patolojik çocuk gelişimi arasındaki farkları ölçütleri ve değerlendirmelerini de paylaşarak son verdiği kitabı, çocuklar üzerinde çalışmalar yapan ayrıca çocuk yetiştirme konusunda dayanak arayan herkese tavsiye edebilirim.
Melanie Klein psikanalizi çocuk hastalarda kullanan ilk analisttir. Freud akımından gelen kuramcılardan ama onunla ayrıldığı önemli noktalar var. Her şeyden evvel Freud'un 'dürtü' kavramı, Klein' a göre 'içgüdü' dür... Bu da herşeyi baştan sona değiştirir. Freud'un haz ilkesine hizmet eden nesne önemsizdir.