Bir insan atalarından nasıl kaçabilir, babasının veya annesinin yaşamından çekip aldığı siyah damlayı kanından nasıl atabilir?26 Sıkça görüldüğü üzere, ailelerde sanki ataların tüm nitelileri birkaç kavanozda toplanmış gibidir, evin her oğlanı veya kızında belirli hakim nitelik bulunur, bazen katıksız mizaç, yatışmaz ham dirim-gücü ve ailenin zaafı tek bir fertte çekinik olur, o zaman öteki nitelikler o nispette rahata kavuşur. 26 Siyah damla, eski tıpta melankoli belirtisi olarak geçer.
Her melankoli nöbetinin altında kendini önemseme yatar. Savaşçı da hüzün duyar, ama, o hüznüyle alay edebilecek ve gülüp geçecek güce erişmiştir.
Reklam
Romeo, karmakarışık ruhsal bir durumdayken, Juliet’e âşık olur. Çiftin tutkusunu ölümcül sona getiren, bu derin melankoli ve öz nefretin bilinçdışı yinelenmesidir.
Umudun varoluşsal çizgisi, kaygınınkine tam olarak karşı durur.
Sayfa 80 - YkyKitabı okuyor
Demokritos ve Herakleitos
“Antikçağda “gülen melankolik” Demokritos’un tersine, Herakleitos “ağlayan melankolik” olarak tanımlanmıştır.” -Serol Teber, Melankoli, Okuyan Us Yayınları, syf: 118
Melankoli
“Antikçağ ozanları, “Olağanüstü insanların mutsuzlukları tanrıların kıskançlığından kaynaklanır” demişler.” -Serol Teber, Melankoli, Okuyan Us Yayınları, syf: 129
Reklam
Bir diğer deyişle, umut eksikken insan, zamanın hiç akmadığı bir dünyada yer alır; ve umutsuzluk, işte bu anlamda, kapalı zamanın: hapis gibi olan zamanın bilincidir.
Sayfa 76 - YkyKitabı okuyor
Ben bu coşkulu havaya biraz melankoli getirmek zorunda kalacağım. Onun için hepinizden özür dilerim.
Sayfa 9 - YKYKitabı okuyor
Yaşamadığında ve ölmediğinde, yaşayamadığında ve de ölemediğinde, insanın hayatı her türlü atılımdan yoksun kalır ve kendini, dünyayla iletişim kurmaktan geri çeker. Her türlü aşkınlıktan kopuk(kesik) bir şimdiki zamanın sularında yüzer.
Sayfa 74 - YkyKitabı okuyor
Neşe patlamalarımızın altında yatan ve bizi bir an bile yalnız bırakmadan her yerde bize eşlik eden bir melankoli.
Reklam
Her yeni sonbahar, göreceğimiz son sonbahara biraz daha yakındır, ilkbahar ya da yaz için de bu böyledir; ama sonbahar, doğası gereği her şeyin sonunu hatırlatır, oysa ilkbaharda ya da yazın, gördüklerimizin sayesinde bunu kolayca unuturuz. Ama varlıkların rengarenk etrafa saçılmasına, rüzgârın değişen sesine, gece çökerken evrenin o inkâr edilmez varlığına yayılan, eskimsi huzura karşı belli belirsiz dikkatimizi uyandıran o duyguda, aceleci bir hüznün karaltısı, yol kıyafetleri içinde bir melankoli seçilir.
Yaşamsal hüzünde niyetlilik yoktur: Bir şeye yönelik tepki(cevap) değildir, o bir duygudur, alelade bir izlenim değildir. Yaşamsal hüzün, sadece psişik olarak değil, fiziksel bakımdan da bir yük ve bir baskı olarak yaşanır; bedende hissedilen belirgin bir yeri yoktur, sadece kalp ya da mide gibi göstergesel ve tercihsel yerlerle belirtilir.
Sayfa 57 - YkyKitabı okuyor
Anlaşıldığımı hissettiğimde, kendimi kötü hissetmez oldum. Hastalığımı tamamen insani bir olay olarak değerlendirmemin bana yardımı dokundu. Bir başkasının beni insani açıdan anlamasının bana çok çok yardımı dokundu. Kendimi yalnız hissetmiyorum.
Sayfa 53 - YkyKitabı okuyor
Önceden gelecek beni korkutuyordu çünkü onu şimdinin tekrarı olarak görüyordum.
Sayfa 53 - YkyKitabı okuyor
Kendimi boş, çok boş hissediyorum. Kendimi hala kendim olarak hissetmiyorum. Kişi ve durumların elinde gibi hissediyorum. İnsan kendini kırık iki bacak üzerinde yürümeye mecbur gibi hissediyor. Kendimi paramparça hissediyorum. İnsan bu durumdayken korkunç bir acı hissediyor. Hiç ulaşılamayan bir şeyi aramak gibi bir şey bu.
Sayfa 46 - YkyKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.