#Okudum
#KitapYorum
#MeleğinGölgesinde
#ŞaleKöse
#ArtshopYayınları
#Roman
#80Sayfa
#Papatyakitaplığı
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sizlere Artshop Yayınları'ndan çıkan, Şale Köse'ye ait, "MELEĞİN GÖLGESİNDE" isimli romanla geldim. Bu kitapla birlikte yazarın dördüncü eserini okumuş bulunuyorum. Yine ve yeniden ham maddesi insan
288 syf.
·
Not rated
Bir dedektifin karşılaşabileceği en korkunç düşmana karşı elinden ne gelir? New York’un her sokağını karış karış bilen özel dedektif Harry Angel’ın araştırmaya başladığı rutin bir kayıp şahıs vakası, çok geçmeden korkunç tehlikelere gebe bir davaya dönüşecektir. Birbiri ardına işlenen vahşi cinayetlere kara büyünün gölgesi düşer. Kuyruğunu ısıran yılan misali, Harry Angel da kendi geçmişinden kaçamayacaktır.
Meleğin Düşüşü, polisiye ile korkunun ustaca harmanlandığı kapkaranlık bir çağdaş klasik
Bir meleğin düşüşü diyebilir miyiz?
Elimden bırakamadım o anda yaşıyormuş gibi okudum.
Onu sevmiyor muydum artık?
Seviyordum
Bugün de seviyordum.
(İnşallah Cahide Sonku’nun hayatını film yapmazlar) bu da şahsi görüşümdür.
Tadı damağımda kaldı kitabın.
Ne varsa eskilerde var..
Bu kitap incelememe tekerleğin icadından başlayacağım ama olsun bence bu kitap bunu hak ediyor.
Son yıllarda güncel yayınlanan seriler artık birbirinin aynısı gibi. İster fantastik ister bilim kurgu tarzı olsun özgün bir kitap bulmak giderek güçleşiyor bence. Evet sadece dünya klasiği okuyan tipler için bu çok anlaşılır
Sürpriz sonlu New York gezi rehberi
Kitabın arka kapağındaki tanıtım ve referans yazılarını okuyunca elimden bırakamayacağım gerimli bir roman okuyacağımı umut etmiştim. Ancak roman finalindeki vahşi ayin ve sürpriz son dışında bana bir heyecan vermedi. Finaldeki sürpriz ise aslında dikkatli bir okuyucu için pek de sürpriz değil diye düşünüyorum.
Beni romanda en çok rahatsız eden şey ise yazarın New York'u sokak sokak, bina bina anlatma hevesi. Bir New York'lu yaşadığı, her gün geçtiği yerlerin tasvirini böyle bir romanda görmekten hoşlanabilir belki ama orayı bilmeyenler için hikaye ile uzak yakın ilgisi olmayan bu mekan anlatımları, bilmem kaçıncı caddenin köşesindeki bilmem ne dükkanının anlatımı açıkcası beni romandan soğuttu.
Polisiye olarak tavsiye edemeyeceğim bir roman. Okumak vakit kaybı olur.
Kitaba puanım on üzerinden dört olabilir. Dörtlük kısmı alışagelmiş melek konusunun dışına çıkması ve kız karakterimizin güçlü olmasıydı. Başta her şey güzel başlıyor. Ancak kitap ilerledikçe bir noktadan sonra durağanlaşmaya ve manasızlaşmaya başlıyor.
Bu noktadan sonra spoiler vereceğim.
Kitabın en manasız kısmı sonundaki duygusal ve romantik sahneydi. Kitabın hiçbir yerinde ana karakter kızımız ve erkeğimiz durup iki kelime bile edememişken ne ara erkeğimiz kızımıza bağlandı orasını anlayamadım.
Başta zaten çıkar ilişkisi nedeniyle bir araya gelen bu ikili, daha sonra birkaç olaydan sonra kopuyor. Birlikte pek kalamıyorlar ve sonunda da erkek anlaşılmaz bir şekilde kızımız için gözyaşı döküyor. Üstelik dünya o kadar kaosa sürüklenmiş ki ikisinin vıcık romantizmi birden anlamsızlaşıyor.
Kitabın diğer tuhaf kısmı meleklerin dünyayı işgal etme sebebini vermemesiydi. Ne oldu da melekler dünyaya indi, olay ne, ne yaşandı, ne bitti. Sadece kaosa bürünmüş bir dünya ortamı var ve kimin kim olduğunu anlayamıyoruz. Keşke yazarımız buna da kısaca bir değinebilseydi. İkinci kitaba bıraktığını umuyorum.
Çok sevemedim.
