İkinci Dünya Savaşı hakkında okuduğum kitapları düşünüyorum… Ne kadar büyük bir gedik olduğunu Hava Savaşı ve Edebiyat’ı okuyunca farkettim. Umarım es geçmeseniz bu kitabı.
Sebald, savaşın sonunda yerle bir edilen Alman şehirlerinden 1954’ten sonra yaratılan eserlerde bahsedilmediği,
suskunluk kültürünün aile sohbetlerinden tarih yazımına kadar yayılmış olduğu
ve kolektif hafızada yer etmediği görüşünde.
Bu konuya kitaplarında az da olsa değinen yazarların eserlerini de inceliyor, eleştirilerde bulunuyor. Sadece Böll’ün Melek Sustu romanı bu dehşetin derinliğini biraz olsun aktarabilmiş. Fotoğraflara yer vermiş, Sebald romanlarında da fotoğraf kullanır.
Kitap konuyla ilgili 1977’de Zürih Üniversitesi’nde verdiği derslerin metne dökülmüş hali. Bu derslere gelen tepkiler ve mektuplardan da bahsediyor, farklı görüşleri tartışmaya açıyor. Son bölümde de yazar Alfred Andersch hakkında bir makalesi var.
#hulkidemirel çevirisi
#şebnemsunar editi, bana da Şebnem Hanım tavsiye etmişti bu kitabı @sebnemsunar
#canmodern #şirinetik @sirinetik
“Totoca!” dedim.
“Evet?”
“Noel’de bize hiç, ama hiçbir yerden
armağan gelmeyecek mi sence?”
“Sanmıyorum, gelmez!”
“Ciddi konuş, ben herkesin söylediği kadar
kötü ve sersem miyim?”
“Kötü değilsin. Ama içine şeytan girmiş
senin.”
“Noel günü geldiğinde şu şeytandan
kurtulmayı çok isterdim! Ölmeden önce,
hayatımda hiç değilse bir kez, küçük
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı
üst
Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin
O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan,
Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden,
Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan;
"Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan,
Başka kim gelir bu zaman?"
Ah, hatırlıyorum şimdi, bir Aralık
Bu kaçıncı sevmem seni..
..dört oldu sanırım ..
Dörtleri sevmem aslında ..
her sey üçte bitmeli .. 1..2..3
üç benim uğurlu sayım..
bir dünya safsata yazılmış üç üzerine numaralojide..
çok da umurumda değil...
merak da etmiyorum artık derinlerdeki anlamları.. ..
..yoruldum
..oysaki ki en büyük özelliğidir kedinin "merak" ..
..ta ki bir