Melekler ve Şeytanlar İncelemesi
Dan Brown'ın kalemindeki "Melekler ve Şeytanlar", okuyucuları gerilim dolu bir maceraya çekiyor. Kitap, ünlü sembol uzmanı ve profesör Robert Langdon'ın, bir cinayet soruşturmasının ortasında bulduğu gizemli bir sembolle başlıyor. Bu sembol, antik bir kardeşlik olan İlluminati'nin işaretiyle bağlantılıdır ve Langdon, bu
melekler, iblisler, titanlar
Tekrar merhaba. Benden önce zaten birçok kez yapılmış türde bir inceleme yapmaya değil, kitaptaki bazı kavramları ve düşünceleri açıklamaya geldim. Umarım keyifli bir okuma olur.
Hesiodos'un "Theogonia - İşler ve Günler"ini derslerim aracılığıyla üniversite birinci sınıfta keşfetmiş ve "Hanok Kitabı"nı ciddi şekilde
Olaylar asla durmadığı ve uzun olduğu için yorucu bir kitap. Konusu, gidişatı her şeyiyle gene mükemmel bir Dan Brown kitabı. Fazlasıyla yoğun ve olayları takip için de dikkatli okuma istiyor. Bazı yerler sıksa da kitapta fazlasıyla ters köşe bulunuyor. Ben fazlasıyla sevdimm
Bu kitabı, Roma'ya kısa bir gezi yapıp Vatikan Şehri'ni ve kitapta kullanılan en az 6 önemli mekanı ziyaret ettikten sonra tekrar okudum. Dan Brown'un kitapları her zaman benim için (belki de The Last Symbol hariç, ki bu kitap neredeyse tamamen Da Vinci Şifresi'nin yapısını kopyaladığı ve bu nedenle çok orijinal olmadığı için) iyi birer okuma deneyimi olmuştur. Bu okuma deneyimi, kitapların tartışmalı hipotezlerinin gerçekçiliğinden çok, bulmaca benzeri yapısı ve içerdiği gizem nedeniyle önemli. Dan Brown akıcı bir dil kullanıyor ama kitaplarında çok sayıda çözülmesi zor bulmacaya da yer veriyor. Belki derinlemesine incelediğinizde tutarsızlıklar ve uzak ihtimalli varsayımlar bulabilirsiniz (ki sanırım şimdiye kadar birçok yazar bunlar hakkında yazmış).
Melekler ve Şeytanlar, Katolik Kilisesi ile Bilimsel Üstyapı arasındaki mücadelenin oldukça hassas bir hikâyesini anlatıyor. Ana malzemeler olarak Vatikan'ı ve bir sonraki Papa'nın seçildiği Konklav'ı kullanıyor, fakat CERN (nükleer fizik araştırma merkezi, internetin icat edildiği yer), antimadde ve diğer çeşitli unsurları da hikâyeye katarak çok karmaşık ve akıcı bir hikâye oluşturuyor. Bulmacalar oldukça karmaşık ve Roma şehri ile Leonardo, Bernini ve Raphael dönemi hakkında uzman olmanız gerekiyor, fakat bu keyifli bir okuma deneyimi sunuyor. Filmlerin kitapların tersine bir sırayla çekilmiş olması (önce Da Vinci Şifresi, sonrasında Melekler ve Şeytanlar) komik, ancak filmler birbirlerinden oldukça bağımsız.
Kaan Murat Yanık gene bildiğimiz gibi…Hikaye içinde hikaye,oyun içinde oyun.
Modern bir Harut ile Marut hikayesiydi bu sefer okuduğum.
Peki Harut ile Marut kimdir? Harut ile Marut Bakara suresinin 102 ve 103.ayetinde de adı geçen ve insanlara sihir öğrettiğine inanılan iki melek.Rivayet odur ki;aralarından su sızmayan,takvada birbirleriyle yarışan bu melekler, gündüzleri Babil şehrine inip insanların arasına karışıyorlar geceleri de göğe yükselip kendilerinden emin bir şekilde “biz nefsimize hakim oluruz.Günah işlemeyiz.”diyorlarmış.Taaa ki karşılarına Zühre adında bir kadın çıkıncaya kadar…
Kitapta da Firuz ve Ayvaz kardeşten öte dostturlar aralarından su sızmaz.Taa ki mahalleye güzeller güzeli Maral taşınıncaya kadar…
Ama Firuz ve Ayvaz’dan önce Nergis’le tanışıyoruz.Saplantılı bir adamın asitli saldırısına uğrayınca yüzü yanan talihsiz Nergis...Mimarlık fakültesinden akıl hastanesine uzanan hayatını okumaya başlayınca öğreniyoruz Firuz ile Ayvazın kim olduğunu..
Arkasına 2. Dünya savaşını alan,İstanbul’dan başlayıp Bakü’ye, oradan da Leningard’a uzanırken, Dünya edebiyatıyla yoğrulup büyülü gerçekçilikle devam eden muhteşem bir hikaye Dünyasızlar…
Sincap Nohut’a da buradan selam olsun.
Artık Kaan Murat Yanık da ne yazarsa okurum dediğim yazarlar arasında yerini aldı,üç kitabını da severek okudum.Son kitabı “Sular üstünde Gökler altında” yı da sıraya aldım en kısa zamanda okumak nasip olsun.Kalemini sevenlere tavsiyemdir.Kitapla kalın mutlu kalın
Sümer kültürünün daha sonra ortaya çıkan dinler üzerindeki yadsınamaz etkisini gözler önüne seren kitapta, yaşadığımız uygar dünyanın temellerini Sümerlilerin uygulamalarında rahatlıkla görürken, çağımıza yön veren dile göre yazı ve okul sistemlerinin de yine ilk olarak bu uygarlık tarafından kullanıldığını hatta Sümer yazısının Mısır yazısına
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki KökeniMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20204,204 okunma