İnsan olmuş, bitmiş bir varlık değildir. Zaman içinde açılan bir olanaktır. İnsanın varlığı bu olanaklılıktır. Olanaklı olması, insanın içinde bulunduğu durumla, şimdi ve gelecekte içinde olabileceği durum sıkıntı ve iç daralması doğurur.İç daralması geçici bir durum değildir; varlığın kendisindendir. Bu insanın tamamlanmamışlığının doğal bir sonucudur. Heidegger’de bu durumu şu şekilde ifade eder “Mevcudiyet, mevcudiyet olarak her defasında ayan olan hiçlikten sudur eder. Bilfiil mevcut olmak, hiçliğin içinde devam ettirilmek demektir. Kendisini hiçlik içinde devam ettirmek suretiyle insan varlığı, bugünlüğü ile varolanı aşar. Varolanın bu dışına çıkmaya, aşkınlık (transcendance) deriz. Eğer insan varlığı, özünün derinliğinde aşkınlığa varmasaydı, yani hiçlik içinde kendisini muhafaza etmeseydi, asla varolanla netice itibariyle kendi kendisiyle münasebette bulunamazdı. Hiçliğin asli görünüşü olmaksızın, ne 'kendi olmaklık' vardır, ne de özgürlük vardır.” Yani insan ancak kendi hiçliği ( camus bunu saçmalık olarak ifade eder) kabullendiğinde bu sıkıntıyı aşma şansına sahiptir.