Ben oldum olası böylesi ta yürekten, can evinden gülen, yanındakini de kendi sevincinin içine alıp yoğuran, sevinçten çılgına döndüren böyle tatlı bir insan görmedim, içime aydınlık doldu, yüreğim pır pır etti.
“Onun gibi insanlar bizim bu dünyamıza gerek. Bu kadar kötülük, pislik, ikiyüzlülük ve hem de zalimlik dolu dünyamıza böyle ışıklı pınar suları gibi temiz olan insanlar gerek ki bize, azıcık soluk alalım.”
İnsanın içindeki adalet duygusunu köreltirsek, insanın insana saygısı kalmaz. İnsanın insana itimadı, hürmeti kalmayınca da bir yerde insanlık çok şey kaybeder, hayat çirkinleşir.
“Çok yalnızız Onbaşım,çok. Dört bir yanımızdan kuşatmışlar, her şey onlar, biz de… Demir çemberlerle sarmışlar her bir yanımızı, yalanla dolanla. Bunlarla nasıl başa çıkarız ki… Üzülüyorum, kahroluyorum. Can pazarındayız Onbaşı, biliyor musun?”
PISA araştırmasının gösterdiği bazı gerçekler var. Mesela bizim çocuklarımız başka ülkelerin çocuklarından daha fazla ders çalışıyorlar. Buna karşılık başarıları onlardan çok geride kalıyor. Bunun bir nedeni bir sonraki aşamadaki sınavı esas alıp ona göre çalışmaları olabilir.
Yani öğrenmek, analizde kullanmak amaçlı çalışmak yerine sadece ezberliyorlar. Öyle olunca akıl yürütmeye dayalı soruları çözemiyorlar.
En başarılı çocuklar hoşgörü ve özgürlüğün en yaygın olduğu Ege ve Marmara'dan ve Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ile Anadolu Fen Liseleri'nden çıkıyor. Demek ki model olarak bu bölgeleri ve bu okulları esas alıp sistemleri ona göre biçimlendirmemiz gerekiyor.
Eğitim sistemimizde öğrenme eksikliği kadar öğretememe sorunu olduğu anlaşılıyor. Öğretmenlerimizi yetiştirmek için gereken çabayı göstermediğimiz çok basit bir karşılaştırmayla ortaya çıkıyor.
Bu gerçekler karşısında biz ne yapıyoruz? Fen liselerini arttıracak yerde İmam Hatip liselerini arttırıyoruz, okullara Analitik gözlemleme yeteneğini geliştirecek laboratuvarlar kuracak yerde mescit açıyoruz, öğretmenlerimizi gelişim programlarına gönderecek yerde siyasal toplantılara yolluyoruz.
Böyle devam edersek buluş yapan kuşaklar yetiştiremeyiz. Buluş yapan kuşaklar yetiştiremezsek buluş yapanların taşeronu olmaya devam ederiz. Öyle olunca da orta gelir tuzağından çıkamayız.
"Sahi bre Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor?Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor?”