“Hakikati” diye devam etti Nietzsche, “ancak inanmayarak ve kuşku duyarak yakalayabilirsiniz, böyle çocuksu bir tavırla ‘keşke öyle olsa’ diyerek değil! Hastanızın Tanrının kucağında olma isteği hakikat değildir. Bu çocuksu bir istektir, hepsi o kadar! Bu ölmeme arzusudur, ‘Tanrı’ diye adlandırdığımız o ebediyen şişirilmekte olan emziğe sarılmaktır! Her ne kadar Darwin kanıtlarını gerçek bir sonuca ulaştırma cesareti gösterememiş olsa da, evrim teorisi Tanrının gereksizliğini bilimsel olarak ortaya koymuştur. Tabii siz de Tanrıyı bizim yarattığımızı ve şimdi de elbirliği ile onu katlettiğimizi biliyor olmalısınız.”
İnsanlar her yanı ölçüp saymayı severler, anladım da, yaşamın yitip giden her bir saniyesine sihirbaz titizliğiyle eşlik eden bu sayacı bağırlarında nasıl taşıyabilirler?