Melissa Panarello, bu kitaptan sonra da yazmaya devam etseydi, daha doğrusu doğru düzgün bir şeyler yazabilseydi o zaman bu kitap benim için hayli anlamlı ve değerli olurdu. Ne var ki kendisi sonraki işleriyle(!) bırakın yazar olmayı, yazan bile olduğundan şüphe duymama neden oldu. Yine de Grinin Elli Tonu'na Kıyasla daha elle tutulur bir şey var ortada.
Bu arada mesele cinsel içerikli olması falan değil, ben zaten erotik şeylere bayılırım. Sorun bu kitap ilk çıktığında o sırada 18 yaşını doldurmamış olan yazarı sebebiyle dikkat çekecek olmasının herkes tarafından bilinmesi ve tüm pazarlama stratejisinin bunun üzerine kurulması. Hemen akabinde de filmi çıkmıştı zaten. Yoksa 17 yaşında olup da bu kitapta yazan şeylerin pek çoğunu yaşayan bir dolu genç var zaten dünyada.
Üstelik yaşanılan şeyleri sonunda bir pişmanlık gibi sunulması, sevgi eksikliğinden (aman ne orijinal bir hikaye) oluyor bunlar diye zırvalaması da çok ucuz numaralar. Ticari bir kitaptı, sattı, bu kadar.
Kitap Melissa adında genç bir kızın günlük kesitlerinden oluşuyor. Dikkatimi çeken şey kitaptaki günlüklerin 2000 yılından başlaması idi, kitabın yazarı olan Melissa Panarello’ nun 1985 yılında doğduğunu hesaba katacak olursak genç yaşta yazılmış. Aslında kitabın arka kapağındaki şu cümle her şeyi özetler nitelikte: “... bu kitap ailelerin çocuklarıyla konuşmadıkları, öğretmedikleri tek konudan söz ediyor: Cinsellik” Kitabı üzülerek okudum -çok fazla hassas içerik vardı- fakat günümüz dünyasının şuanki durumunu yansıttığı bariz ortada. Cinsellik konusunun bastırılmasından ve ayıplanmasından çok, bu konunun konuşulup insanların daha doğrusu gençlerin ve ergenlik dönemine girmekte olan çocuklarımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor ki böyle çirkinlikler yaşanmasın.
küçüçük, cocuk olan yaşta bir lise ogrencisinin yaşadiklari. trajik olmayan fakat okudukça dehşete kapildigim roman. Bir insan kendini ve bedenini bu kadar ucuz görebiliyorsa eger o kişinin psikolojisinin düzgün oldugundan suphe ederim
sırf filmi çekilsin diye yazılmış ticari bir kitap. kesinlikle erotik edebiyat sınıfına konulmamalı.
okuyucusuna yeni bir vizyon ya da sosyal bir eleştiri barındırmıyor. kitapta anlatılan olayların doğruluğu ise şüphe götürür. (bana daha çok fantazi gibi göründü)
söz konusu 'fırça darbeleri'nin ise kitabın içeriği ile bir ilgisi yok.
ana karakter nemfoman olsa (ve bu durumun getirdiği suçluluk duygusu ya da bunu kendine itiraf edememe gibi) ya da ergenlik sürecinde lezbiyen olduğunu fark etse (ve yeni kimliğini kabullenme süreci) bir parça psikanalitik değer taşıyabilirdi, ya da muhafazakar bir çevreye karşı pasif protesto olarak bedenini kullansa sosyal bir mesaj verebilirdi.
ama ana karakteri marijinal yapan hiç bir nokta ve eserin hiçbir edebi değeri yok.
