Senelerdir onlarca senaryoya ilham olmuş bölünen zihin meselesinin tıbbi karşılığı dissosiyatif kimlik bozukluğu. Split (parçalanmış)filmi günümüzde bu rahatsızlığın işlendiği en bilindik sinema örneğidir. Çoklu kişilik bozukluğu halkın oldukça ilgisini çeken bir rahatsızlık. Filmi izleyenler veya bu hastalıkla ilgili en azından herhangi bir dizi/film izleyenleriniz anlayacaktır ki bir insanın 'içinde' birden fazla kişiliği olması hiç de kolay ve alışılagelmiş bir şey değil. Yanık'ın yıllarını verdigi hastalarıyla yasadıkları, filmlerdeki artırılmış kurmacadan cok daha net bir sekilde kitapta gözler önüne seriliyor. Yaşanmadıkça anlaşılmayacak düzeyde farklı bir deneyim olmasından dolayı okurun da seyircinin de son derece merakla yaklaştığı bölünmüş zihinler, gerçek hayatta birçok kişinin muzdarip olduğu bir psikolojik rahatsızlık aslında. Prof. Dr. Medaim Yanık yaklaşık 30 yıldır bölünmüş zihinlerle çalışıyor ve bu alanda uzmanlaşmış durumda. Gördüğü 1000'den fazla hastadan ve beraberinde getirdikleri kişiliklerinden yola çıkarak kurgusal olan bu eseri yazıyor. Saygıdeğer hoca iyi ki gördüğü hastalardan aldıklarını kişileştirmiş ve bu kitabı yazmış. Günlük yaşantınızda zihninizin içindeki düşünceler bile bazen insana bunaltıcı geliyorken kafanızın içinde, zaman zaman da sizin yerinize geçebilen, bir veya birden fazla kişiyi taşımak ne denli ağır olur bir hayal etsenize... Alanında bu kadar uzman bir hocadan alabileceğimiz çok şey barındırıyor eser içinde, okunmalı şiddetle tavsiyemdir.
Psikanalist Luca Nicoli'nin meslektaşı Antonino Ferro'ya sorduğu sorular ve ikilinin diyalogları şeklinde ilerleyen söyleşi tarzı bir kitap yorumlayacağım bugün sizlere. Psikanaliz ile eser miktarda ilgilenen, kendini alanda yetkin hissetmeyen birinin bile anlayabileceği sadelikte, okurun yeni öğrendiği her kavramı ona açıklamakta
Sevme Sanatı; 'sevginin' doğrusunu, yanlışını, yöntemini öğretmekten ziyade sevgiyi okurun içinde anlamlandırıyor. Olgunlaşmamış kişinin gerçek sevgiyi bilemeyeceğini, kendini yaratıcı bir şekilde geliştirene kadar deneyimlediği sevgi biçimlerini anlatıyor. Kitap adı üstünde sevmeyi bir sanat olarak gördüğü ve bu sanatı Erich Fromm gibi bir psikoloji duayeninden okuduğumuz için benim burada yapacağım inceleme içeriği anlatmak olmamalı diye düşünüyorum. Çünkü her sayfasını soluksuz okudum, bazı anlarda tekrar tekrar paragraf başına çevirdim gözlerimi. Alıntı yapmak için bile kitabı elimden bırakamadığım anlar oldu. Okurken kendimden ne çok şey gördüm, ne fikirler oturdu kafamda anlatamam. Ergenlik dönemini geçmiş herkesin mutlaka ama mutlaka okumuş olması gerektiğini düşünüyorum. Şu ana kadar okumadıysanız tavsiyeme güvenin ve bu kitaba başlayın dostlarım. Unutmayın bazı kitaplar hayat değiştirir.
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018.5k okunma
Martin Eden... Dijital olarak okudugum icin beni neredeyse bir ay boyunca keyifle oyaladı. Bir denizcinin aşkın pençesine düşüp burjuva sınıfının yaşantısına hayretler içerisindeki girişi ile başlıyor kitabımız. Martin, Ruth'u elde edebilmek için kedini eğitmeli, kültürel ve sosyal anlamda içinde bulunduğu çevreden uzaklaşmalıdır. Martin'in, sevdiği kadın için girdiği bu arayışta edebiyattan sanata felsefeden siyasete ve daha birçok alana ilgisini fark etmesine şahit oluyoruz. Ve Martin en büyük zevki yazmaktan almaktadır. Ruth'un ısrarlarına karşın yazmayı bırakmayan Martin, hayatını yazarak kazanmayı ve denizciliği bırakmayı kafaya koymuştur. Kitabın sonu hakkında spoiler vermek istemiyorum okuyacak olanlar için, fakat benim hayal ettiğim sondan çok farklıydı ve kalbim kırıldı. Gönlümde buruk bir yer bıraktın Martin Eden, seni çok özleyeceğim...
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391k okunma
“Eskiden beri ileri sürüldüğü gibi, Evren tedirgin edici büyüklükte bir yerdir ve pek çok kişi sakin bir hayat uğruna bu gerçeği görmezden gelmeye meyillidir.”