Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

İrem

İrem

, bir kitabı okumaya başladı
Zehra
ZehraNabizade Nazım
7.5/10 · 11,4bin okunma
Reklam
Ölümün Ardında Kalan
Bence zaman izleri azaltır, acı veren hatıraları unutturur. Lakin ben Nâzım’ın bu fani dünyayı terk etmesiyle hissettiğim üzüntü ve kedere karşı bir teselli bulamadım. Bu üzüntü bana aittir. Kimsenin katılmasını düşünmedim ve istemem de. Hiç kimsenin Nâzım’ı benim kadar sevdiğini ve ona benim kadar hayran olduğunu düşünemem. Ben o nadir varlığa ağıtçı olamam. Ağladım, ağlıyorum ve ağlayacağım. Benim kadar da kimse ağlamayacak.
77 syf.
·
Puan vermedi
·
85 günde okudu
Soytarı Çiçekleri
Soytarı ÇiçekleriOsamu Dazai
6.9/10 · 1.559 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
125 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich
8.2/10 · 13,1bin okunma
%60 (170/282)
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 55,4bin okunma
Reklam
Milyonlarca insanı katlettikten sonra, Hitlercileri asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce neredeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmek için sana düzinelerce ceset yetmiyor mu? Milyonlarca cesetle yüz yüze gelince mi insanlığın ancak uyanıyor?
Milyonların küçük adamı, bir zerre sorumluluk taşısan, dünya bambaşka bir yer olurdu.
Duvarları tezekli, saz damlı kerpiç evlerde yaşamayı sürdürürsün. Ama halk kültür sarayıyla gurur duyarsın. Kendinin hükümet ettiği biçimindeki illüzyon sana yeter… Gelecek savaşa ve yeni efendilerin devrilmesine kadar.
Küçük Adam
O büyük generalleriyle gurur duyuyor, ama kendisiyle değil. Kendisinin olmayan düşüncelere hayran, ama kendininkine değil. Bir şeyi ne denli az kavrıyorsa o denli sıkı inanıyor ona.
Reklam
Canlı varlık, iktidar değil, insanca yaşamda kabul görmeyi talep eder.
Her daim umutsuzlukla dip dibe duran, rüzgarlara karşı bile soytarılığın o narin çiçeklerini koruyup kollayan hüznü bir anlayabilseniz keşke!
“Buradan sonrası hüzün şehri.” O ilk satırı silmek, benim bugüne kadarki tüm yaşamımı silmek olur.
Istırabın hayat için özsel nitelikte olduğu ve bu nedenle bize dışarıdan akın etmediği, aksine herkesin onun kurumaz kaynağını kendi içinde taşıdığı yolundaki karşılaştırılabilir bir bilginin acı ilacını içmeyi çoğunlukla reddederiz. Daha ziyade bizden hiç eksik olmayan acıya daima ayrı dışsal bir, adeta bir bahane ararız; tıpkı efendi sahibi olmak için özgür insanın kendine put yaratması gibi.
İnsan her kuruntudan ileride kaçınılmaz olarak vazgeçmek, kuruntu ortadan kalktığında da bunu sevincine neden olan şey kadar derin acıyla ödemek zorunda kalır. Bu bakımdan kuruntu, kişinin yalnızca düşerek inebileceği dolayısıyla da kaçınması gereken bir tepeye benzer. Her ani, aşırı acı da tam böyle bir yükseklikten düşüştür.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.