hakkı söylemediğimizden, bâtıl’ın karşısına çıkmadığımızdan, en az edepsizler kadar edepliler aktif olmadığından memleket bozuluyor.” |mahmud es’ad coşan (kuddise sirruhu)
Reklam
Bir memleket düşünün; taşı, toprağı, havası, suyu bereket Biz bu memleketin çocuklarıyız ve bu memleket güzelleşsin diye de her şeyi yapacağız.
Kalbur zaman içinde, develer tellal iken, bir ülke varmış! Sular götürmüş! Sudan ucuz, müteahhitler götürmüş. Vatan değil, müteahhitlerin şöminesinin önüne serdikleri post.
Hep birlikte aynı cümle gençliğin ağıtı: Boğuluyoruz burada!
Pazar Tezgahlarında Satılan İlkbahar
“Hapis içinde bir hapisim. Koğuşumda yıpranmış bir memleket kokusu, ranzam demir, manzaram yirmili yaşlarım; baktıkça tükenir. Gökyüzüm fotoğrafın, otuz üç metrekaredir adımlarım; hayalin her seferinde görüşüme gelir. Gözlerin müebbet, kirpiklerin darağacı; köprücük kemiklerinde boğulmuşum. Bir gün olur da gelirsen eğer pazar tezgahlarında satılan ilkbaharlardan almayı unutma.”
Rayzan Tan
Rayzan Tan
Reklam
Evet Nazım Hikmet inanmış bir sosyalisttir. Bü­tün eseri; şiiri, öyküsü, oyunu, romanı, hepsi sosyalist idealin hizmetindedir. Nazım Hikmet devrimci, proletarya diktatörlüğünü savunan bir sosyalisttir. Nazım ülkesin­deki rejimin değişmesini arzulamıştır. Daha iyi bir ülkede, daha iyi bir dünyada ya­şanabileceğine inanmıştır. Nazım sosyalizmle bir dünya cenneti kurulabileceğini dü­şünmüştür .. Budur onun sosyalizmi. Böyle olması onu, bir dönem üyesi olduğu T.K.P. gibi güdümlü yapmaz. Nazım'ın kendi dilinin insanına sırtını dönmüş oldu­ğunu da göstermez. O, bütün insanlık için dünyayı cennete çevirecek bir sosyalizme inanmaktadır. O, sonuna kadar fikir hürriyetinden ve ifade hürriyetinden yanadır. Nazım, Sovyet Devrimi'nin dünyayı kuşatacağına inanılan bir dönemin sosyalistidir. Ama 1950'li yılların Nazım'ı pek öyle sosyalist anavatanın yılmaz bekçisi gibi gö­rünmez. Yaşamının son günlerini memleket özlemiyle geçirmiş bu şairin ideal dün­yasında bütün insanlara hürriyet vaat edilmektedir. Asla gerçekleşmeyecek bir ütop­yaysa eğer bu, Nazım bu ütopyaya gönülden inanmıştır.
Hece dergisiKitabı okuyor
Memleket mi yıldızlar mı Gençliğim mi daha uzak? Kayınların arasından Bir pencere sarı, sıcak.
Memleket açlıktan kıvranıyordu, binlerce zavallı ekmek yerine alçı yiyordu. Ama o yıl opera balosu çok parlak oldu, maskeler eskisinden daha muhteşem çıktı.
Sayfa 43 - Dorlion
[26. Abdullah el-Kaim-Biemrillâh] Onun ardından oğlu Abdullah el-Kâim-Biemrillâh b. el-Kâdir-Billah'ın emîrliği gelir. Onun döneminde Büveyhîlerin (hilafet merkezi üzerindeki) etkisi ortadan kalktı. Memleket Arslan el-Besâsîrî'nin nüfuzu altına girdi. el-Kaim-Biemrillâh'ın otoritesi iyice zayıflayınca Sultan Tuğrul b. Mikail b. Selçuk et-Türkmânîye [onu Bağdat'a davet eden] bir mektup gönderdi. Tuğrul o vakit Horasan ve civarının hâkimi idi. Tuğrul ordusuyla beraber gelerek el-Kâim-Biemrillâh'a yardım etti ve el-Besâsîrî'yi öldürdü. Hutbe yeniden el-Kâim-Biemrillâh adına okunmaya başlandı Dört yüz altmış yedi yılında vefat etti. Emîrliği kırk dört yıl sekiz ay sürmüştür.
Sayfa 168
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.