Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GEÇEN ZAMAN Hiç olmazsa unutmamak isterdim! Eski geceler, sevdiklerirnle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal, çocukluğum, Temiz yürekli, uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim... - Doğduğum ev! Rahatlayacak içim, duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın, açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak, hatırlamak istiyorum. Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, nedendi ağladığın, neydi güldüğün? Ah, nasıldı yaşamak?
Sayfa 17
_Geçen Zaman_ Hiç olmazsa unutmamak isterdim! Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal, çocukluğum, Temiz yürekli, uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim... -Doğduğum ev! Rahatlayacak içim, duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın, açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Ziya Osman Saba
Sayfa 20
Reklam
Hiç olmazsa unutmamak isterdim! Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal, çocukluğum, Temiz yürekli, uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim... Doğduğum ev! Rahatlayacak içim, duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın, açılın tekrar Çocuk dizilerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak, hatırlamak istiyorum. Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırak her şeyi nereye gidiyorum? Neler geçti aklımdan nedendi ağladığın, neydi güldüğün? Ah, nasıldı yaşamak?
Sayfa 111 - Ziya Osman SABAKitabı okudu
Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Açılın, açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar. Z. O. SABA, Geçen Zaman.
Sayfa 273Kitabı okudu
Güneş, getir bir bayram sabahını. Açılın açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar, Hepiniz benimsiniz:
Hiç olmazsa unutmamak isterdim! Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal, çocukluğum, Temiz yürekli, uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim... -Doğduğum ev! Rahatlayacak içim, duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın, açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak,hatırlamak istiyorum. Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, nedendi ağladığın, neydi güldüğün? Ah nasıldı yaşamak?
Reklam
Ziya Osman Saba'nın "Geçen Zaman" şiirini seviyorum. Bölük pörçük tutuyorum aklımda: "...az yanımda kal çocukluğum... böyle uzaklaşmayın benden yaşadığım günler... açılın açılın tekrar, çocuk dizlerimdeki yaralar, hepiniz benimsiniz... bırakıp her şeyi nereye gidiyorum... neler geçmişti aklımdan, nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm... Ahh nasıldı yaşamak?""
Böyle uzaklaşmayın benden,yaşadığım günler! Güneş! Getir bir bayram sabahını. Açılın,açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar. Hepiniz benimsiniz: Mektebim,sınıflarım,oturduğum sıralar...
Sipahilerin komutanı konuştukça, Sultan Selim bir gün önce yeri göğü dolduran gücünün bir elbise gibi üzerinden sıyrılıp alındığını hissediyordu. O güç, o kudret gidiyordu da "Durun, nereye? Siz bana aitsiniz, benimsiniz!" diye bağıramıyordu. O kuvvet azaldıkça da sarayın şu avlusundaki öbür insanlara dönüyordu. Normal zamanlarda göğe yükselen o güç böyle sıkışık anlarda, tam gerektiği durumlarda kar gibi eriyordu. Sultan Selim bunu duyumsayınca biraz yumuşadı. "Bak oğul, bu olay bitince seni paşa yapacağım, paşa... Şimdi git, onlarla konuş. Bölükbaşıları çağır, söyle... Hepinize yüksek rütbeler vereceğim. Haydi göreyim sizi, toparlanın, sıkı durun. Bostancılara ne oldu?" "Sultanım Bostancıbaşı Şakir Ağa'nın kellesini kestirip isyancılara yolladınız ya... Bostancılar çil yavrusu gibi sağa sola dağılmışlardır."
Hiç olmazsa unutmamak isterdim Eski geceler ,sevdiklerimle dolu odalar ... Yalnız bırakmayın beni hatıralar! Az yanımda kal ,çocukluğum , Temiz yürekli uysal çocukluğum... Ah Ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım , ilk sevgim... Doğduğum ev! Rahatlayacak içim , duysam Bir tek kapının sesini . Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden ,yaşadığım günler! Güneş , Getir Bir Bayram sabahı . Açılın ,açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar . Hepiniz benimsiniz: Mektebim sınıflarım oturdum sıralar... Ziya Osman Saba
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.