Başkalarının dediklerini önemli görmeyip, kendi hissettiklerinin hakikatine vakıf bir insan olmanın benzersizliği ve hakikiliği kaçımızda var acaba?...
Ahmed Arif, Diyarbakırın güzel dili..
Diyarbakır’ın gerçek efendiliği.. Şiirlerini okuduğum da bu kadar güzel şiirleri nasıl, hangi hislerle yazdığını her satırda defalarca düşündüm. Hasretinden Prangalar Eskitmek mesela.. kitabının isminde bile sevdasının derin özlemini görüyorum. Sevdasını her şiirinde ayrı ve derin hissettiren bir yazar Ahmed
Sadece sevda değil bu kadar güzel yazdıran ona, aynı zamanda sevdasının onulmazlığı üzerinde yarattığı derdi ile meşguliyeti, onu icinde ele alış biçimi bunlar var etti şiirini, ruhunu duygusunu, insan bir ölçüde derdi ile tasası ile varolmakta zenginlesmekte ve üretmekte. Ahmed Arifin bizi bu kadar etkiliyor olmasının altında yatan bir sebep de o ki derdi şiire döken zatı muhterem, bizce yani ruhumuzca işlemiş harfleri tane tane ondan sebep biz insanlar dertlerimiz ile biz oluruz var oluruz çünkü bir ölçüde hepimiz dertçe de birbirimize benzeriz...
Belki hüzün olmasaydı bu kadar içten bu kadar güzel bir şarkı da olamazdı. Çok açık ki bu sanatkar her bir kelimeyi hüznün verdiği ilhamla yazmış ve okumuş.