Yunus Emre''yle ilgili anlatılan meşhur bir menkîbe vardır....
O menkıbeye göre;
Yunus, üç bin şiir söylemiştir..
Yunus''tan sonra gelen Molla Kasım isimli şeriat (İslam hukuku) âlimi bir su kenarında bu şiirleri okumaya başlamıştır....
Molla Kasım Yunus''un şiirlerinden binini okur ve şeriata aykırı bularak yakar....
Kalan bin tanesini de aynı sebeple suya atar. Üçüncü bine başlayınca şu beyitle karşılaşır;
Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme,
Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir... (sorgulamak hizaya çekmek)
Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım''ın içini bir ateş sarar ve hatasını anlar. Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmıştır...
Yunus Emre hepimizin okuması gerekiyor. Arı Türkçe ile yazılmış çok güzel şiirler
İyi okumalar
Senin için
Siyah yünden çizgili bir cübbe dokunmuştu, Kenarları beyazdı.
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın. Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
"Görüyor musunuz ne kadar güzel" demiştin. Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti: "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, onu bana ver."
Niye istemişti ki senden! Sevdiğini bile bile, İstendiğinde katiyen hayır demediğini bile bile! "Peki" dedin o zata.
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin. Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı Aynı cübbeden yine diktiler Ama giyinmek nasip olmadı.
Aşkın, bir erkeğin kendi Kişisel Menkıbe'sinin
peşinden gitmesine engel olmadığını anlaman gerekiyor. Böyle bir şey söz konusu olduğu zaman bil ki , Evrenin Dili'ni konuşan Aşk değildir bu, yani gerçek Aşk değildir.
Ne yazık ki, kendisine çizilmiş olan yolu, pek az insan izliyor, oysa bu yol, Kişisel Menkibe'nin ve mutluluğun yoludur. In- tuma sanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyor- lar ve yalnızca bu nedenden dolayı da dünya gerçekten an korkutucu bir şey oluyor
Zamane kültürü dedikleri şey, insanla her şey arasında kısayollar oluşturmayı marifet addediyor. Bu kısayollar insana mesafe aldırmak için değil gerçekte, mesafe almış hissini vermek için... İnsanı her şeyin iki adımda, hatta bir adımda ve hatta oturduğun yerden elini uzatarak ulaşılabilir olduğuna inandırmak, ikna etmek için... Bu kısa yollarla iki satır kitap okuyan bir konuya vakıf olduğunu, azıcık sohbet dinleyen koca koca tarih ciltlerinin esasına erdiğini, iki film izleyen sinemanın dibini bulduğunu, iki menkıbe duyan ceplerinden hikmet taştığını, iki satır karalayan edebiyatta çığır açtığını ve nice uyanık, bir üfürük ve iki dokunuşla nice mevzunun kilidini çözdüğünü düşünebilir ve düşünebiliyor.
Son zamanlarda çevremde sık sık gördüğüm Veronika Ölmek İstiyor romanını nihayet okudum.
Yaşanmış bir olayın gerçek hayatta da yaşamış kahramanı Veronika’yla tanıştım hem de bir akıl hastanesinde.
Roman, Veronika’nın intihar girişimiyle başlıyor. Başarısız intihar girişimiyle... Sonra da kapakta gördüğünüz üzere bir akıl hastanesi süreciyle
Osmanlı Devlet Teşkilatı/ Cilt 2.
Türkiye Gazetesi Yayınları Ansiklopedi Grubu Tertip Heyeti tarafından hazırlanan eserin, ön kapağında Osmanlı devlet arması, arka kapağında da armanın detaylı açıklaması bulunmaktadır.
Ansiklopedik bir mantıkla hazırlanan eserin ikinci cildinde, Kadı'dan başlayarak Yeniçeriler'e kadar kavramlar alfabetik sırayla açıklanmaktadır. Kavramların daha iyi anlaşılması için resimler, minyatürler, menkıbe ve şiirlerle eser zenginleştirilmiştir. Osmanlı devlet teşkilatı ile ilgili derli toplu, öz bilgilere sahip olmak isteyenlerin başvurabileceği bir eserdir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura, Türkçülük için başvurduğum ilk yazarlardandır ve çok severim. Benim okuduğum bu kitap Ziya Gökalp'in 100. Doğum yılı yani 1976 basımlı. Kitap Türk Töresini iki kısımda inceliyor;
1) Dini töre
2) Hukuki töre
Ağırlıkta olan kısım İslamiyet öncesi dini töre. Son kısımda mitolojiden azıcık bahsedilmiş. Kozmogoni ve menkıbe de mevcut. Sayfa sayısı az, ve bence spesifik açıdan da donanımlı denebilir.
Türk TöresiZiya Gökalp · Akçağ Yayınları · 20211,262 okunma