"Çünkü yaratılan her şey, her varlık,
Yerin dibini boylamaya layıktır.
Bu yüzden hiçbir şey yaratılmasa daha iyi olurdu.
İşte sizin günah, yıkıcılık,
Kısaca kötülük dediğiniz şeyler,
Benim asıl ana maddemdir!"
Serideki en ama en kötü kitaptı. Gerçekten diğer iki kitabı birer günde bitirmiş ve doyamayıp yeniden okuma listeme almış ben, bu kitaptan nefret ettim. Onca seri okudum ama hatırladığım kadarıyla hiçbiri tam üçüncü kitapta seriyi bu şekilde mahvetmemişti. Şimdi başlayalım bakalım kusurlarına. Çünkü kitapta sevdiğim tek şey Thomas ve Liza. Çünkü
"Yokluğun karşısına çıkan bu dangalak dünyaya, Savaşlar, hastalıklar, depremler, yangınlarla giriştim.
Yine de etkileyemedim.
Sonunda kara ve deniz yerinde duruyor.
Hele o uğursuz hayvan ve insan soyu yok mu?
Ona hiçbir şey yapılamıyor."
Balzac kusura bakmasın ama bu kadar baygınlık geçirtici bir eser yazmakla çok iyi etmemiş. Sayfaları atlamamak için kendimi çok zor tuttum. Bunu sağlayan Balzac'ın edebiyatı ike birlikte konunun ana temasını teşkil eden Tılsımlı bir derinin her an sahneye çıkıp eylem gerçekleştirebileceği ihtimalidir ve bu ihtimalin gerçekleşmesiyle
Selamlar, favori serim ve karakterimin 3.kitabı Büyü ve Kan yorumuyla geldim. Kitabı aşırı sevdiğimi zaten her üç sayfada bir alıntı paylaşmamdan anlamışsınızdır. Thomas aşkım zaten sorgulanamaz o konuya ayrıca geleceğim.
Alıntılar için ayrı bir gönderi paylaşacağımdan bu postu sadece yoruma ayırıyorum.
Yazarın kalemini çok
''Faust'ta, Mephisto'nun basit bir kötülük kavramının yerini tutmadığını herkes fark edecektir.
Mephisto aslında insanın kesin nitelemelere elvermeyen bir alternatif dünyaya duyduğu ihtiyacı ifade eder.''
"Ben bir parçanın parçasıyım.
Başlangıçta her şey olan,
Işığı doğurmuş olan,
O karanlığın bir parçasıyım.
O gururlu ışık ki, kendisini doğurmuş olan annesi, Karanlığın elinden yerini ve uzayını almak ister;
Ama yapamaz!"