Pendergast sonunda, "Bir keresinde Floransa'daydım," dedi.
"Öyle mi? Ben de İtalya'ya gitmiştim."
Pendergast başını salladı. "Pitti Sarayı'nı ziyaret ettin mi?"
"Nereyi?"
"Bu aslında bir sanat müzesi. Oldukça seçkin bir yer. Duvarlardan birinde fresk şeklinde boyanmış eski, ortaçağa ait bir harita var, Columbus Amerika'yı keşfetmeden önce yapılmış."
"Şaka yapıyorsun."
"Haritada, Amerika kıtasının daha sonraki yıllarda yer alacağı yer boş, sadece üzerinde Cui ci sono del mostri yazıyor."
D'Agosta yüzünü buruşturdu. "Orada yazan şey... mostri. Bu da ne?"
"Anlamı, 'Bu civarda canavarlar var.'"
Merhaba...
Haldun Taner'in farklı gazetelerde yazdığı içinde tarih, sanat, eğitim, mitoloji, edebiyat, ekoloji, tiyatro ve birçok farklı konuların bulunduğu köşe yazılarından oluşuyor "Çok Güzelsin Gitme Dur" adlı kitabı.
Kitabın adı, Goethe'nin Faust adlı eserinde, Mephisto'nun Faust'a vaad ettiği tekliflere, Faust'un "Çok
Yaşamın ateşli bir savunucusu ve insanın mekanize edilmesi ile parçalara ayrılmasına karşı olan Goethe, birçok şiirinde "olmak" konusunu işlemiş, "sahip olmak" tavrına karşı bir tutum almıştır. Nitekim büyük yapıtı olan Faust'ta, Mephisto kişiliğinde canlandırdığı "sahip olmak" ilkesini, karşısına yerleştirdiği "olmak" ilkesi ile iyice bir eleştirir ve bu mücadeleyi dramatik bir biçimde anlatır. Goethe'nin aşağıdaki kısa şiiri, "olmak" duygusunun kalitesini güzel ve duru bir biçimde anlatıyor:
"Mülkiyet:
Biliyorum ki ben,
Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler dışında,
Hiçbir şeye sahip değilim.
Biliyorum ki ben,
Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışında,
Hiçbir şeye sahip değilim."