Gıybet Hakkında
Efendimiz (sas): "Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir topluluğun yanından geçtim. Merak ettim, sordum: 'Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?' Cibril: 'Bunlar gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenler ve onların şeref ve namuslarıyla oynayanlardır .' diye cevap verdi.
Sayfa 113 - [Ebu Dâvûd, "Edep", 35; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, |||, 224]Kitabı okuyor
Doğaya rağmen meraklı değiliz, merak doğamızda var. Türümüz belki de bu merak dürtüsüyle yüz bin yıl önce Afrika’dan yola çıktı ve hep daha uzaklara bakmayı öğrendi.
Reklam
HAZARFEN
Hezarfen sözcüğünün anlamının "bin bilimli" demek olduğunu yakın zamanda fark ettim, İngilizcedeki polymath'in karşılığı bir sözcük. Yani ilgi alanı yaşamın kendisi olma hali. Hayatla ilgili bir merak konusu olduğunda bu merak süreci içinde akış neyi gerektiriyorsa onu öğrenme, ne kadar gerekiyorsa o alanda o kadar derine gidebilme hali. Leonardo da Vinci, Alexander von Humboldt, Hypatia, Bingenli Azize Hildegard, Johann Wolfgang von Goethe, Mustafa Kemal Atatürk, Hedy Lamarr, Benjamin Franklin, İbn-i Sina, İbn-i Rüşt ilk akla gelenlerdir. Günümüzde entelektüel bilim insanı modeli Stephen Hawking, Roger Penrose, Christof Koch, Giulio Tononi'de kimliklenir. Beyin cerrahisi alanında da Hezarfen üslubunu yaşatan, çok sayıda uluslararası önemde başarı gösteren hocalarım ve meslektaşlarım vardır.
Sayfa 64 - Ayrıntı yayınları 7. Basım
"Derin birisin. Fazla derinsin." "Korkarım halbuki. Derin sulardan." "Merak etme. Ben varım."
Fuzuli merak! Bunları bilmek sizin neyinize ?
Sayfa 130Kitabı okudu
İhtiyar anlatıcılar, Siirt'ten gelirken eski hikâyelerini de yanlarında getirmişler. Birkaç parça eşyanın arasına uzun hikâyeler katıp gelmişler. Akşam olduğunda, erkekler işlerinden, yaşlılar çay ocağından döndüklerinde, konağın bahçesine, sofasına, geniş bir odasına toplanıp anlatıcı ihtiyarların hikâyelerini dinlemeye koyuluyorlar. Hem de nasıl hikâyeler! Bazıları günleri, haftaları buluyor. Sona ermesi tam bir ayı bulan hikâyeler var. Hz. Ali'nin cenkleri, Şahmeranlar, cinle- rin insanlara musallat olduğu hikâyeler, ulu kimselerin yaşadıkları olağanüstü olaylar, dinî kıssalar, peygamber hayatları, öylece akıp giden sonu gelmek bilmeyen hikâyeler. Anlatıcı ihtiyar başlıyor hikâyeye. Hikâyenin bir başı var ama sonu nedir, nasıl devam eder orası bazen belirsiz. Anlatırken kendinden bir sürü şey ekliyor yaşlı adamlar. Hikâyenin en can alıcı yerine geldiğinde, "Bu gece bu kadar yeter!" diyor yaşlı adam. Herkes tepki gösterdiğinde "Yarın devam ederiz" deyip uyumaya gidiyor. İnsanlar merak içinde kalıyor ve ertesi akşam hikaye kaldığı yerden devam ediyor.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.