Meral Karakoyun

Meral Karakoyun
@meralgatsby
Mimar
İçinden deniz geçen tek şehir
İstanbul
1 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
İstemek, ilginç bir sözcüktür. Yoksunluğu anlatır. Bazen o boşluğu başka bir şeyle doldururuz ve ilk baştaki istek bütünüyle kaybolur. Belki de senin sorunun istemek değil, yoksun olmak. Belki de cidden yaşamak istediğin bir hayat var.
Reklam
282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.2/10 · 56bin okunma
Si tacuisses, philosophus mansisses.
Oysa insanların büyük bir çoğunluğu, yaşama fazla mızmızlanmadan katlanıyor ve böylelikle varoluşun değerine inanıyorlar, ama tam da herkes kendi başına olmak ve kendini kanıtlamak isteyerek inanıyor buna, o istisna kişiler gibi çıkmıyorlar kendilerinden dışarıya: kişisel olmayan hiçbir şeyi dikkate almıyorlar bile ya da en fazla zayıf bir gölge kadar çekiyor dikkatlerini. Sadece bundan ibarettir sıradan, sokaktaki insanın gözünde dünyanın değeri, dünyadan daha önemli gördüğü için kendisini.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Meral Karakoyun

Meral Karakoyun

, bir kitabı okumaya başladı
İnsanca, Pek İnsanca 1
İnsanca, Pek İnsanca 1Friedrich Nietzsche
8.8/10 · 2.882 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
126 günde okudu
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius
8.4/10 · 15,4bin okunma
Reklam
“İnsanlar birbirleri için yaratılmıştır. Ya eğit onları ya da onlara katlan.”
Ufacık bir parçası olduğun evrenin, sana sadece kısacık bir anı bahşedilmiş zamanın bütünlüğünü ve payına düşen yargıdaki küçücük rolünü hiç unutma.
Epiktetos’un dediği gibi, “Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen.”
“… bizi ne koruyup gözetecek? Bizi koruyup gözetecek yegâne şey felsefedir. Bu da ağırbaşlılığı ve masumluğu sunan, zevklerin ve acıların ustası olan, hiçbir şeyi amaçsızca ve ikiyüzlülükle yapmayan, bir başkasının yaptığı ya da yapmadığına hiç ihtiyaç duymayan ilahi zekâyı koruyup gözetmektir. Kendisi neden yapmış olursa olsun, gerçekleşen ve payına düşen şeylerin kendisiyle aynı kaynaktan geldiğini kabul etmektir. Hepsinden öte diğerleri gibi değil, her canlının meydana geldiği evrenin öğelerinin serbest kalması gibi gördüğü ölümü, lütufmuşçasına beklemektir. Evrenin öğelerinden her birinin sürekli birbirine dönüşmesinde korkutucu hiçbir şey yoksa bütün bunların dönüşümüne ve ayrışımına kim kuşkuyla bakar? Bu doğaya uygundur. Doğaya uygun hiçbir şey kötü olamaz.”