Davranışlar için şu iki hedef var: Kişinin kendine güvenınesi ve toplumla uyum içinde yaşaması. Bir de psikolojinin bu davranışlan destek leyen şu iki hedefi var: Ben bu beceriye sahibim bilinci ve İnsanlaryoldaşımdır bilinci.
Adler, kişiler ara sı ilişkiler için bu süreçlerden ortaya çıkan üç kategori oluşturmuştur. Bunlardan 'iş görevleri', 'arkadaşlık görevleri' ve 'sevgi görevleri' olarak söz eder ve bunlar hep birlikle 'yaşam görevlerini' oluşturur.
kişiler arası ilişkilerde tökezleyen kişilere EÇKO (Eğitim almayan, çalışmayan veya kursa gitme yen genç bir kişi) veya 'hapsolmuşlar' (evde kapalı kalmış bir kişi) denir.
Kadın böyle hisseder çünkü bir noktada, kendi ken dine, Bu ilişkiyi sona erdirmek istiyorum, diye bir karar vermiş, bunu yapabilmek için bir neden aramıştır. Karşısındaki kişi hiç değişmemiştir. Değişmiş olan şey, kadının hedefidir. Bak, insanlar bu ruh haline girdiklerinde, başkalarında birçok kusur ve eksiklik bulabilen, çok bencil yaratıklardır.
Şu anda yapman gereken şey, sahip oldu ğun yaşam tarzından vazgeçmeye dair bir karar alman. Örneğin, daha önce, "Y. gibi birisi olabilseydim, mutlu olurdum," demiştin. Böyle yaşadığın müddetçe, 'keşke şöyle olsaydı' gibi bir olasılıklar dünyasında olduğun sürece, asla değişemezsin. Çünkü "Keşke Y. gibi olsaydım,"
Önce bana dünyanın basit bir yer olduğunu söylediniz. Sırf benim yüzümden karmaşık göründüğünü ve öznel görüşümün onu böyle yaptığını anlattınız. Aynca, hayatın sırf ben onu karmaşıklaştırdığım için böyle göründüğünü, tüm bunların mutlu yaşamamı zorlaştırdığını da söylediniz. Bu durumda, bir kişinin Freud etiyolojisine karşı erekbilim duruşunu benimsemesini, nedenleri geçmişinde aramamasını ve travmayı reddetmesi gerektiğini söylüyorsunuz. İnsanların geçmişlerindeki nedenlerle hareket eden değil, bir tür hedefi elde etmek için uğraşan varlıklar olduğunu söylüyorsunuz. insanların değişebileceğini ve insanların her zaman kendi yaşam tarzlarını seçtiklerini söylüyorsunuz. O zaman, sürekli olarak değişmeme kararını aldığım için değişemiyorum. Yeni bir yaşam tarzı seçecek kadar cesare te sahip değilim. Başka bir deyişle, mutlu olacak cesaretim yok ve mutsuz olmamın nedeni bu.
Kitaptan notlar:
Geçmiş değil hedeflerimiz doğrultusunda yaşanılanları yorumlarız. Psikolojik tavırlarımız yani örneğin hep odada kalmak istemek gibi bir beklentinin - mesela ebeveyn ilgisinin- karşılanması içindir.
Başkalarından alacağın yanıtlar sadece idareten işe yarar; bunların bir değeri yoktur.
Şu anda çok mutlu hissedemiyorsun. Bunun