Dışın ağırlığı içeriye çöküyor. Her gün, gün be gün, her gün, içimizde tanımlayamadığımız bir şey çıkıyor. Bir bıçak darbesi, bir antibiyotik çözeltisi... Tenimizi kaplayan yara izleri örselenen ruhumuzun gölgesi mi?
Sayfa 62 - ne sen ne de senden başkası aynaKitabı okudu
Bilinçdışımı dolduran endişeler coşkun bir nehir gibi. Gecenin ilk akıntısına kendimi bırakırken korkuyla gözümü aralayıp saati kontrol ediyorum, güneşin doğuşuyla aramda bir çağ var sanki. Oysa beni yatağa düğümleyen korkulardan bir an evvel sıyrılıp gündelik hayatın içine karışmak istiyorum.
Elimde bir cüzdan
Sıramı bekliyorum
Yüreğimde bir endişe
Bilinmeyen bir heyecan
Sınırı geçiyorum
Başka bir dünyayı ararken
Kendimi kaybediyorum
Beden. Bir sınır. Dil. Bir sınır. Karşı köyde yükselen dağlar. Bir sınır.
Her sınır bir ihtimal.
Müziğe yeteneğim olsa, kendimi ezgilerde kaybederdim. Her sınır bir sıkıntı.
Sıkıntının aldığı en güzel form ise düşler dünyası.
Sokaklarda hızlı hızlı yürürken her yanımı dolduran kalabalıkta tanıdık bir his arıyorum. Beyoğlu. Ne yüzler, ne diller, ne renkler bana bir şey söylüyor.