Gökteki yıldız, yerdeki taş Hep aynı şeyi anlatır sanki Kaçışları ve sukunlukları.. Bütün çiçekler ve hayvanlar Hep aynı dili konuşur sanki Yaşamın içindeki sevginin dilini.. Ve çocukların gözleri Merhametin en güzel tanımıdır benim için Masumiyetin ve burukluğun içindeki gözleri.. ▫️Mky
Yıkıklar altında kalmış masumlara rahmet neden ulaşmadı sorusunun bir cevabı yok. Bilhassa ilahi rahmeti ve sonsuz merhameti günlük dilde bir annenin çocuğuna şefkati anlamıyla çerçevelediğimiz sürece bu tereddütten bir çıkış bulamayacağız. Bu meyanda metafizikçi düşünürler öteki din anlatıcılarına göre daha gerçek bir dili arar. Onlar için Tanrı'nın Rahman oluşu asıl bakımından yaratmak ve var etmek demektir. Bir insan için var edilmekten daha büyük, daha değerli hiçbir lütuf düşünülemez. Günlük hayatın sıradanlığı ve doğal alışkanlıklar insana bir lütuf olarak yeryüzünde bulunduğunu unutturmakla hayatı ve var oluşu sıradanlaştırır, hayatın değer derinliğini kaybettirir, lütuf olanı unutturur, hakikati belirsizleştirir. İlahi rahmetin anlamını yitirdiğimiz temel nokta burası, yani var olmayı unuttuğumuz noktadır. İnsan sıkıntı hallerinde 'yok olsaydım keşke' der; bu söz bile var olmaya duyduğumuz büyük aşkı, var olmak ile aramızdaki en güçlü bağı anlatır. Hayatın sıradanlığı, günlük dilin işleyişi dahilinde kaybettiğimiz merhametin anlamı işte budur. Dindarlık çelişkilerde, Tanrı'yı tanımada, sabırla yürüyebilmek demektir. Rahman olan Tanrı dünyada veya ahirette kullarını cezalandırabilir, yarattığını yakar, yıkar, bozar, tekrar yapar. Bütün bunlar olurken rahmetin gerçek ve asıl anlamı bâkidir. Ekrem Demirli-
Reklam
Arakan, Çeçenistan, Keşmir, Doğu Türkistan...isimleri bile unutulsun diye uğraşılan "Mazlum coğrafyalar"..ve artık hepimizin yakından tanıdığı,acısını gönlünde taşıdığı Gazze... Gazze son zamanlarda, burda saydığım/ sayamadığım diğer bölgelerden biraz farklı... çünkü artık gönlünde insanlığa dair ufak bir zerre taşıyan herkes orada bı
Kâmile

Kâmile

@GulveKul
·
16 December 2023 15:27
Bir gün Hz. Aişe validemiz Resulullah'a soruyor: "Komşularımdan birine bir hediye vermek istiyorum, hangisine vereyim?" Resulullah da: "Kapısı sana yakın olana ver." diyor. Böylece komşunun yakın komşu ve uzak komşu olarak ayrılabileceğini görüyoruz. Yakın komşu, kapısı bize yakın olan, mahallemizin içinde bulunan; uzak komşularımız ise mahallemizin dışında, giderek kentimizin dışında, giderek ülkemizin dışında olan komşular. Demek ki buradan, komşularımızı da yakın komşumuzdan başlamak suretiyle, halka halka genişleterek sınır ötesi komşularımıza kadar ulaşabiliyoruz.
Merhametin dili, dini, ırkı olmaz.
oysa her dahi yazar öldürür okurunu
Biliyorum sen Dorian değilsin ve olmayacaksın. Fakat insanlar seni Henry Wotton olarak gördüğünde bunu da kabul etmedin. Ben de öyle görüyorum, elimde değil. Çünkü hiç bir ses Henry'nin sesi kadar içten ulaşmadı bana. Fazla merhametin getirdiği zalimliği taşıyorsun Oscar. Prensten ayrılamayan kırlangıç da sensin, züppe Algernon'da. Bugünü edebi yas ilan edip, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümleri olarak bayrakları yarıya indiriyoruz. Yani en azından ben indirdim...
TUTUN Kİ DÜŞMESİN RUHUMUZ
Sizi rüyada dahi göremeyenlerdenim. Sizi bir kere dahi hayalinde canlandıramayanlardan. Ne takatim vardı buna ne de becerim. Biz rüyaların insanları değildik. Zor zamanla­rın çocuklarıydık. Rüyaları bile elinden alınan. Ama biliyor musunuz, bunu hiç dert etmedim. Etmek is­temedim. Çünkü her yerde sizin izinizi gördüm. Sizin her varlığa düşen
Reklam
Sevginin dili ol, Nefret yeşermesin, Aşkın insanı ol; Sadakatsizlik olmasın, Merhametin dili ol, Merhametsizlik kol gezdirmesin!
Kalbin Milleti Yok Bir Mustafa Demirci ilahisi olacak kadar “biz”leşmiş bir Shakespeare şiiri. Çevirenin yüreğine sağlık. Bir daha anlıyoruz ki, kalbin milleti yok, acının yabancı dili yok, merhametin sınır dışı yok, yakarışın vize zorunluluğu yok. Hem ayrıca, bir de Shakespeare’in dilinden bir kez daha anlıyoruz ki... dünyaya fit olmaya değmez: Vazgeçtim bu dünyadan, tek, ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri avuç açmaya değmez Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Değil mi ki ayaklar altında insan onuru O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Dua Defterim
Dua Defterim
"Biliyorum, Sen bazen kullarına oyunlar oynayıp onları deniyorsun. Hoşlanmadıklarına da tuzaklar kurup onları iyice yoldan saptırıyor, içlerindeki ikiyüzlülüğü, kefereliği açığa çıkartıyorsun. Kafaları karıştırmak da hoşuna gidiyor. Bazen benzeşen ayetler indirip bizleri ortada bırakıyorsun. Biz saftirik kullar da tartışıp duruyoruz, o mu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.